Skor tamam da!

Haberin Devamı ›
İlk yarıda pek pozisyon vermese de kötü, silik, orta alanından top çıkmayan, kanatları kullanamayan etkisiz bir Trabzonspor izledik. Bu durumu Yattara’sızlığa bağlamak, ‘Trabzonspor’da iyi kadro oluşturuldu’ savına taban tabana zıt düşer. Kaldı ki; Yattara’nın Beşiktaş maçındaki son dakika yokluğuyla, oynayamayacağının üç aşağı beş yukarı bir haftadır belli olduğu bu maçtaki yokluğu arasında büyük fark var.
Yattara’sızlığa hazır kötü Trabzonspor’dan, etkisizliğine karşın ‘mutlaka bir şeyler olur’ beklentisi az değil. Zira Selçuk bu değil, Colman hiç değil. Serkan cenahında bir değişiklik yok. Al Hüseyin’i, orta alan bitik. İleride Gökhan Umut, topsuz, şaşkın! Beklentiyi doğuran, yükselten neden, gerçek kapasitelerinden çok uzak isimlerden birkaçı ‘toparlanır’ umudu.
Serkan-İsaac değişikliğiyle başlayan ikinci yarıda daha takımlar tam yerleşmeden bir köşe vuruşu karambolüyle gelen Gökhan Ünal golü, ‘umutların’ yerindeliğini kanıtladı. Sonra bir 15 dakika iyi top yapan, çabuk çıkışlarıyla her an ikinci golü bulabileceği sinyalini veren bir Trabzonspor izlendi, ardından da, ‘can havliyle’ saldırmaya başlayan Denizlispor.
Konuk ekibin aksine kanatlarını solda Çağlar, sağda da Süleyman ve Fatih ile iyi kullanıp rakibini yarı alanına hapsetse de Yeşil Siyahlıların atakları gününde olan Trabzonspor savunmasında büyük tehlike olamadan eridi. Bunca baskıya karşın bırakın eşitlik golünü, ‘pozisyon gibi pozisyon’ denebilecek tehlike üretemeden maçı tamamladı.
Trabzonspor, 15 dakika gibi kısa süre varlığını hissettirdiği maçtan 3 puan çıkararak, sezona başlarken hedeflediği ‘zirve yarışında sonuna kadar var olmak’ yolunda, kendisine avantaj sağlayan skora sevinmeli sadece. Kötü oyun konusunda gerekli dersi almak koşuluyla tabi.