Arama

Popüler aramalar

Trabzon'un avantajı!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Çünkü iki camia arasında giderek “Kan davası” konumunu almaya başlayan “Şike Davası” sıcaklığını koruyor. Üstelik, mahkeme kararlarına dayanarak kulübün resmi internet sitesinden Trabzonspor’un “2010-11 sezonunun şampiyonu” ilan edilmesi, maç öncesinin en önemli gündem maddesi olmaya aday duruyor. Başbakan’ın “Emir telakki edilen”, “Kurumlar değil kişiler cezalandırılsın” uyarısının yanı sıra iktidarla muhalefet partilerinin, hiç kimse kusura bakmasın, tamamen oy kaygısıyla “sempatiklik” yarışı yaptıkları bu süreçte, “Bir tarafta başkanı dahil bir çok mensubu şikeden ceza almış taraf varsa, bundan mağdur olan bir de karşı taraf vardır” denklemi, Trabzonspor’un haklı gerekçesi.

Trabzon Yönetimi’nden bir ilk


Taraflı-tarafsız tüm vicdanları etkileyebilecek, “Adalet istiyoruz!” sözü yerine, “Kupamızı istiyoruz” diyerek olayı içselleştirme yanlışının ardından, resmi siteden ilk kez telaffuz edilen bu sıfat, dün Alex-Kocaman kamplaşması ve Marsilya vurgununa yoğunlaşılması nedeniyle olacak, Sarı-Lacivertli camiada ilk aşamada beklenen tepkiyi yaratmadı. Olmuyor işte görüyorsunuz, ne yaparsanız yapın, gündem o kadar futbol dışına kayıyor! Örneğin Marsilya maçı sonrası günün en iyilerinden Alex’in oyundan alınması konusundaki tartışma, “Oynamasına engel teşkil edecek bir sakatlığı mı vardı, yoksa devam edemeyecek kadar mı yorulmuştu?” şeklinde olması gerekirken, varlığı uzun süredir bilinen ve Aziz Yıldırım’ın da taraf olduğu “Alex-Aykut Kocaman çekişmesi” eksenine kaydı doğal olarak.

Ayarlansa bu kadar olmaz!

Hem bu olay, hem de bu nedenle puan kaybının yaşanması, yönetim, teknik kadro ve futbolcu üçgeninde ciddi bir moral deformasyonuna neden oldu. Şimdi, bu kez ligin en önemli maçlarından biri arifesinde suçlu aramakla meşgul koca camia.

Bir nebze olsun “futbola yoğunlaşırsak” eğer, tam teknik olmasa da, diyebiliriz ki; bu durum kritik maç öncesi Trabzonspor için çok büyük avantaj. Üstelik tribün baskısının kadın-çocuk düzeyiyle sınırlı olduğu bu dönemde, ayarlansa bile bu kadarının gerçekleştirilemeyeceği düzeyde avantaj yani...

Skoru tahribatı katlayacak maç!


Her şey normal olsa şimdi böyle bir durumda ne konuşulabilirdi, irdeleyelim: Tamam, Fenerbahçe’nin sorunları var ama Trabzonspor’un da önemli isimleri sakat. Şenol Güneş kadro kurmakta zorlanacak. Kaldı ki Colman bu maçın kilit adamı olurdu vs...

Kıyısından köşesinden bu konuya değinilmiyor değil. Ancak gariptir; Trabzon’un, Trabzonspor’un gündemi 3 gündür çok farklı. Önce Onursal Başkan, asla o sıfatlı bir kişinin söylememesi gereken sözler sarfetti. Ardından resmi siteden yapılmaması gereken, geçmiş hesaplaşmalara dayalı aynı sertlikte bir yanıt ve malum son.

Taraftarları kim örgütlüyor?

Camia ikiye bölündü. Önce, bazılarının nasıl ve ne zaman örgütlendikleri anlaşılamayan 7 taraftar grubundan Yılmaz’a, bir gün sonra da 4 gruptan yönetime destek... Kullanılan dil çok ağır. Sanırsınız ki iki farklı cephede büyük savaş var. Üçüncü gün ise son gruptan “Tek düşüncemiz Trabzonspor” adı verilen bildiri. Bu durumun tribünlere yansımasını düşünün bir de! Olası bir tribün çatışmasını engelleyecek tek unsur şimdilik, Trabzonspor’un bir cezalı maçının daha olması ve ilk erkek seyircili maçın oynanmasına kalan neredeyse bir aylık sürenin, olayın soğuması için yeterli bir zaman olduğu gerçeği. Yoksa taraflardan gerginleşen ortamı yatıştıracak adımı ara ki bulasın, aksine yangına körükle gidiyor herkes.
Trabzon böyle bir şehir, Trabzonspor da böyle bir camia işte!

Fenerbahçe’de Alex-Kocaman-Yıldırım üçgenindeki zayiatı neyse Trabzon’da bu durumunki de aynı. Tahribatı o kadar.

Şimdi iki taraf da Pazartesi’yi, yani skoru biri için bu tahribatı katlayacak maçı bekliyor!