5 dakikada Belçika

Maçtan önce, teknik heyet tarafından Belçika’nın iyi ve çekinilecek bir takım olduğu yönündeki açıklamaları duyduktan sonra biraz şaşırmıştım. Rakibe saygı ile endişe kavramlarını karıştırmışladı belki de.
Belki de, oyunun ilk 18 ve 3. periyotun ilk 6 dakikasında oynayacağımız kötü oyun öngörülmüştü!
Sonuçta 2. ve 3. periyotların son 3 dakikasındaki yakalanan tempo, sıradan Belçika’yı farklı yenmemize yetti de arttı bile.
Son bölümde ise Van Den Spiegel, Hervelle ve Mbenga gibi üç önemli eksiği bulunan evsahibi yelkenleri iyice suya indirdi. Fransa’ya karşı tek devre direnebilmişlerdi, bize karşı direnci 3 periyoda çıkarabildiler.
Elemeler başlamadan önce 70 sayıya çıkamayabileceğimiz endişesini taşıyorduk. Ancak Ukrayna’dan sonra, Belçika’ya karşı da özellikle üçlüklerde yüksek bir isabet oranı yakaladık.
Ender Arslan son zamanlardaki en formda dönemlerinden birini yaşıyor. Hem çok doğru zamanda, doğru atışı yapıyor, hem de yüzdeli atıyor. Dün de 20 sayı atarken, sıkıntı çektiğimiz anlarda hücum problemini çözen oyuncu oldu.
Keza Ersan İlyasova. O da, sezonun sonunda yakaladığı formunu milli takıma da yansıtan oyunculardan. Hiçbir dönem bu kadar faydalı olmamıştı milli takıma. Barış Hersek’le beraber inanılmaz derecede hücum ribaundu kovalıyor. Zaten sayı atamadığımız dönemlerde, o hücum ribauntları çok işimize yaradı. Ender ve Ersan’in bireysel çabaları, grupta fire vermemizi sağladı.
Önemli olan kazanmaktı, milliler de kazanacak kadar oynadı.
Maçtan önce Ukrayna’dan gelen haber ise grupta işlerin karışabileceğinin sinyallerini verdi. Fransa’yı yenip umutlanan Ukrayna, rövanşta bize karşı da daha farklı ve hırslı oynayacaktır. Hesapta olmayan bu galibiyet, işi üçlü averaja bile götürebilir. Bu nedenle, çarşamba günü alınan 13 sayılık Ukrayna galibiyetinin değeri, Fransa’nın Kiev’de hırpalanması sonrası daha da arttı.