5'i bir Ukiç etmedi

Haberin Devamı ›
Oyun kurucunun bir takım için ne kadar önemli olduğunu dün bir kez daha gördük.
Geçen yıl Solomon’u gönderdikten sonra ısrarla oyun kurucu almayan Fenerbahçe, buraları Serhat Çetin ve Preldziç’le geçmeye kalkınca başına neler gelmişti. 40’ar sayı fark yiyip küçük düşmüştü.
Perşembe günü bir dejavu daha yaşadık Palaestra’da.
29 sayı farkla kaybettiği maçta 10 saniye bile oyunda kalamadı Fenerbahçe.
Ukiç’in yokluğunda Fenerbahçe’nin eli ayağı dolanmıştı.
Greer genç çocuk olsa anlarım.
Bu kadar tecrübeli bir isim ne olursa olsun 3 dakikada 3 top kaybetmez.
Bo Mccalebb’in baskısında teslim bayrağını çeken Greer, takımın da ipini çekerken, Spahija onu kenara aldı, bir daha da yüzüne bakmadı.
Greer’in yerine giren Preldziç de girer girmez elindeki topu rakibe verdi. Ardından 17 yaşındaki Erbil, sonra Can Maxim, Kinsey ve bütün takım top kaybetmeye devam etti.
İlk yarıda oyun kurucu oynayan 4 isim tam 7 top kaybetti.
İkinci yarıda Spahija hiçbir oyun kurucusuna şans vermedi. Kinsey ve Ömer Onan’la top getirmeyi denedi. Doğal olarak sahada basketbol adına hiçbir şey yapamadı Fenerbahçe.
Hücumu anlıyorum da, yenilen 94 sayıyı, mücadeleyi bırakmayı, kafaların erkenden öne düşmesini anlamıyorum.
Umarım bu yenilgi özgüvenlerin yitirilmesine neden olmaz. Çünkü Rytas’ın Barcelona’yı yenmesiyle 2.’lik şansı doğdu. Asıl işimiz yeni başlıyor.