Abdi İpekçi sendromu

Tam anlamıyla ya tamam, ya devam maçıydı Efes Pilsen için.

El yordamıyla Top 16’ya kalınmış, gökte aradığını yerde bulmuştu Efes Pilsen normal sezonun son maçı sonrası.

Ama ayağına kadar gelen bu fırsatı elinin tersiyle itti Lacivert-Beyazlılar dün Real Madrid karşısında.

Tamam rakip çok güçlü olabilir, coach son 4 yılda 4 final oynamış, iki şampiyonluk kazanmış olabilir ama senin kadron da kimseden aşşağı değil.

Maçın üç kilit noktası vardı. Birincisi özellikle ilk yarıda Real Madrid’in olağanüstü üçlük yüzdesiydi. Ki maçı da 21’de 10’la bitirdiler. Düne kadar yüzde 29’la üçlük atan Garbajosa Abdi İpekçi’de 4/4 üçlükle (çoğu da zor pozisyonda) Efes’in umutlarını yıkan isimlerin başında geldi.

İkincisi hakemlerin inanılmaz kötü yönetimi ve çaldığı düdüklerdeki şanssızlıkların Efes aleyhine olmasıydı.

2. periyotta maçın kırılma anlarında Efes’in topu çalıp fast break atacağı sırada çalınan 24 saniye kararı, temsilcimizi basketten ederken, ardından Ergin Ataman’a çalınan teknik faul farkın açılmasını sağladı. En önemlisi ise 3. periyotta Efes 15 sayı geriden gelip farkı 2’ye indirmişken yaptığı hücumda Charles Smith topla buluşup üçlüğü gönderdiği sırada topsuz alanda Kaya lehine çalınan faul ve Smith’in giren üçlüğünün iptali, oyunun da kaderini değiştirdi. O faul çalınmasa Efes 15 sayıdan 1 sayı öne geçecekken, Kaya 2 serbest atışı da değerlendiremedi, dönüşte Real basketi buldu 3. periyoda önde girecekken, 52-56 geride girdi temsilcimiz.

3.’sü ise felaket şut yüzdemizin devamı oldu. Dün girmeyen üçlüklere, serbest atışlar da eklendi. 3. periyotta farkı kapayıp öne geçmek üzereyken Ermal 2, Kaya da 4 olmak üzere arka arkaya 6 faul kaçıran Efes, genelde de 36’da 24 attı. Maçın 2 sayıyla bittiğini göz önüne aldığımızda 12 serbest atış kaçırmak intihardan başka bir şey değildi.

Üçlüklerde yüzde 27 ile Euroleague’in en kötü takımıydık. Dün 5/20 yani, yüzde 25 ile attık. Real, yüzde 47. İki sayıda yüzde 51, Real yüzde 56. Serbest atışlarda yüzde 66, Real yüzde 79.

Bu kadar rakip üstünlüğüne rağmen maç sadece 2 farkla bitti.

Çünkü 14 hücum ribauntu alıp, rakipten 11 daha az top kaybı yaptık.

Maçta Efes Pilsen tıpkı kaybettiği Maccabi deplasmanında olduğu gibi rakipten 15 fazla şut attı. Başa baş geçen maçta Real Madrid gibi bir takımdan potaya topu 15 kere daha fazla atıyorsun ve maçı kaybediyorsun.

Bunun adı resmen fırsat tepmektir. Başka izahı yok.

Geçen sene de aynısı olmuştu. Kaç yere yazdık, kimse oralı olmadı.

Sen evini Ayhan Şahenk olarak seçer, Euroleague’i ise emanet salonda oynarsan kimse kendini evinde hissetmez, o şutlar da girmez, değil Euroleague’in, kainatın en skorer ismini transfer etsen de topu potadan sokamazsın...