Asıl Telekom kaybetti

ULEB yönetimi Türk Telekom’u Bnei Hasharon karşısında hükmen galip ilan edince medyada bir bayram havası yaşandı. Telekom yönetimi de zafer kazanmış komutan edasındaydı, “Bu maç tekrarlanır diyenleri yanılttık. Çok iyi bir savunma hazırlayıp, akıllı bir lobi çalışmasıyla bu tatsız sorunu lehimize çevirdik” açıklamasını yaptı. İyi de salon olayları yaşanmasaydı Telekom, İsrail’de yendiği Hasharon’u zaten yenecekti. Cepte olan galibiyet, ancak masa başında kazanılırken hiç gereksiz yere seyircisiz oynama ve 15 bin Euro para cezası alındı.

Hafta içi FANATİK gazetesi olarak sorduğumuz sorulara hiçbir yanıt gelmedi ne Telekom yönetiminden, ne de Ankara Emniyeti’nden...
O protestocu grup salona nasıl girdi, neden dışarı çıkartılamadı. Onca önleme rağmen, fanatik bir taraftar kitlesine de sahip olmayan Türk Telekom, hem de Başkent’in göbeğinde nasıl saha kapama cezası alacak duruma düştü.
İsrail zulmünü protesto etmek, lanetlemek, duyarlı her insanın görevi. Dünyanın dikkatini çekmek için yapılan bu organizasyon ne kadar amacına ulaştı bilmiyorum ama burada tek zarar gören Türk Telekom takımı ve Türk basketbolu oldu.
İkinci turda Telekom geçen sene elendiği Unics Kazan’ın yanı sıra Benetton ya da Khimki ile aynı grupta yer alacak. Ve bu takımlardan biriyle evinde dolu tribünlerde oynama avantajını kaybetti Telekom. Bence bu kupada kesinlikle Final-Eight’e hatta final oynamaya adaydılar. Hala da öyleler.
Ama Ankara’da boş tribünler önündeki maçı kaybettiler ve gruptan çıkamadılar diyelim.
Bunun sorumlusu coach ve oyuncular değil, onları taraftar desteğinden yoksun oynamak durumunda bırakanlar olacaktır.

Akıllara ziyan bir görüntü de İzmir’de yaşandı...
Aliağa-Galatasaray maçında tribünde çıkan arbedede bir polis memuru olaylara biber gazıyla müdahele ederken görünce, gözlerime inanamadım. Birazdan gaz sahaya iner oyuncular etkilenir diye düşünürken, Atkins feleği şaşmış bir şekilde kendini soyunma odasına zor attı. Kapalı ortamda kaçırılan gaz (!) sonrası verilen tepkiler gibi herkes kapı pencerelere koşuşturdu. Trajikomik görüntülerdi. Gülsek mi, ağlasak mı bilemedik. Bu düşüncesizlik çok daha vahim sonuçlar doğurabilirdi. Spora yapılan gazlı müdahele ucuz atlatıldı.
Yıllardır söyleniyor, yazılıp çiziliyor. Artık Avrupa’da da bazı örnekleri olduğu gibi ülkemizde de sadece spor müsabakalarında görev yapacak bir emniyet birimi kurulması şart oldu.

Lige dönecek olursak enteresan maçlar izledik. Akıllara ziyan görüntülerin devamı meşhur Atatürk Spor Salonu’nda yaşandı yine. Ama bu kez başrolde, olması gerektiği gibi oyuncular vardı, diğer etkenler değil. Telekom takım halinde 22/29 üçlük atarken, bunları 9’u Serkan’dan geldi. Blakney 2/2, Bekir 1/1, Barış Özcan 3/3, Tutku 3/3, Mutlu da 3/3 üçlük atıp istatistikleri altüst ederken, belki de ligi rekoru kırdılar. Antalya’da da benzer bir maç yaşandı. Efes 18 üçlük atıp farklı kazanırken, son saniyeye kadar 6/6 üçlükle oynayan Cenk Akyol, Antalya potasından kenarda oturduğu zamanların acısını çıkarıyor gibiydi. Darüşşafaka oyuncu kaybettikçe kazanmaya devam ediyor. Banvit galibiyeti çok önemliydi. Alkışlar, Ekrem Memnun ve öğrencilerinin oldu bu hafta.

BEKO BASKETBOL LİGİ'NDE HAFTANIN GÖRÜNÜMÜ