Beşiktaş renk veriyor

Sezon başında transfer politikasının yanında olanlar da vardı, eleştirenler de... Sonuçta takımın en önemli iki ismi bir süre sonra ayrılacak. Bir B Planı da yok Beşiktaş’ın. Oyuncular da bunun bilincinde. Böyle bir oyuncu grubundan takım yaratmak ve verim almak kolay iş değil. Ama Beşiktaş Milangaz ilk 4 hafta tüm bu önyargıları yıktı. İlk üç hafta 101.3 gibi inanılmaz bir sayı ortalaması yakaladılar. Karşıyaka ve Telekom gibi çok zorlu iki deplasmandan galibiyetle döndüler. Son olarak da Fenerbahçe Ülker’i devirip 4’te 4 yapmayı başardılar. En önemlisi taraftarlarını tribünlere çekmeyi başardılar. Gerçekten harika bir atmosfer vardı Sinan Erdem tribünlerinde. Umarım sadece tek maçlık kalmaz bu ilgi ve sevgi. Çünkü gerçekten son derece keyif veren, heyecan duyan bir takıma sahipler. Mümkün olduğu kadar Deron Williams ve diğerlerini izlemek için fırsat yaratmalılar. Williams’ın gelişinde kafalardaki soru işaretleri vardı; ‘NBA’e
hazırlanacak, takımı fazla umursamaz, kendine oynayabilir’ görüşleri hakimdi. Ama kazın ayağının öyle
olmadığını gördük. Williams müthiş bir profesyonel. NBA’in en iyi guardı olarak gösteriliyordu. Canlı izlerken bunun farkına fazlasıyla varıyorsunuz. Arkadaşlarına inanılmaz pozisyonlar hazırlıyor. Her hücumda mutlaka doğru adamı buluyor. Olmadı kendi tıyor. En önemlisi gönülden oynuyor. NBA’deki son görüşmelerden de sonuç çıkmamış. Kimbilir, belki sezon sonuna kadar kalır burada DWill. Keşke kalsa, çünkü onun gibi yabancılara Türk basketbolunun çok ama çok ihtiyacı var.

Yılın transferi Kinsey

Anadolu Efes de yolunda emin adımlarla ilerliyor. Milano’yu deplasmanda 54 sayıda tutan Efes, Banvit’i geçerken zorlandı ama o kadar çok silahı var ki, mutlaka biri devreye giriyor. Bu maçta da Ersan ön plana çıktı. Ne attıysa soktu, 21 sayı ile Banvit’i yıkan isim oldu. Çok değil, 1.5 ay önce şu formunun yarısında olsaydı, Milli Takım da çok farklı yerlerde olabilirdi. 1.5 ayda inanılmaz gelişim gösterdi Ersan. Kinsey’den de bahsetmeden geçemeyeceğim. Kariyerinin en müthiş sezonunu geçiriyor. Yırtıcı bir aslan gibi. Avına öyle bir saldırıyor ki, Euroleague’de top çalma sıralamasında 2., 15.0 sayı ortalaması var. Ligde de en ufak bir iniş-çıkış sergilemiyor. Son derece konsantre, adeta bir istikrar abidesi. Efes için yılın transferi bence.

İkili oyun uzmanı

Galatasaray da kayıpsız ilerleyen takımlardan. Euorleague’de ağır bir yenilgi aldılar ama, Hacettepe engelini kolay geçtiler. 7’si Tutku’dan olmak üzere tam 24 asist üzeri basket buldular. Ligin de en çok asist yapan takımı Galatasaray. Gerçi çok kaliteli 4 kısa ile oynuyorlar ama, ikili oyun ve yarı saha set hücumlarında Oktay Mahmuti farkı fazlasıyla göze çarpıyor. Karşıyaka şaşırtıyor İzmir’de maç kazanmak, deveye hendek atlatmaktan zordu. Önce Beşiktaş, ardından Telekom yendi Karşıyaka’yı İzmir’de. Kötü oynadıkları söylenemez ama eksik birşeyler var sanki. Mesela İkoniç ve Browdy. İkoniç çok iyi bir şutör ama takım kimyasının içine giremedi sanki. Eğer imkanları varsa, iki yabancı değişikliği çok şey farkettirebilir. Hakan Demir, iki yıldır çok önemli işler yapıyor İzmir’de... Bu yıl da devamını bekliyoruz ondan ve takımından...

Başın sağolsun Nihat Hoca

Sadece Aliağa’ya 1 sayıyla yenildiler, kalan 3 maçı kazanıp zirveyi takip ediyorlar. Tofaş doğru planlama ile ligin güçlü takımlarından biri haline geldi. Babası hayatını kaybettiği için takımdan ayrı kalan Coach Nihat
İziç’in yokluğuna rağmen yine kazandılar. Başın sağolsun Nihat Hoca diyerek satırlarımızı noktalayalım.