Bir kazandı pir kazandı

İki yılda çıktığı 13 deplasmanda sadece 1 galibiyet alabilmişti Efes Pilsen... O da, ilk turun son maçında hiçbir iddiası olmayan Fransız Orleans’a karşı... Yenmeyeni dövüyorlardı yani... Geriye kalan hiçbir önemli maçı kazanamamıştı Lacivert-Beyazlılar. Ama dün öyle bir galibiyet aldılar ki, belki de 12 maça değer olacak... Sahaya nasıl bir takımla çıkarlarsa çıksınlar, arkasında 20 bin taraftar desteğini alan Partizan, bu sezon da Belgrad’a kim gelirse gelsin kök söktürmüştü. Ama İstanbul’un ‘kral’ı olan Efes, Belgrad’da da şaha kalktı. 40 dakika boyunca oyunun hakimiydi. Gerçekten kolay değildi o atmosferden galibiyet çıkarmak. Rakoçeviç ilk kez iyi oynadığı dakikaların dışında kalan bölümlerde saçmalamadı.

İlk defa ‘gerçekten faydalı oldu’ diyeceğimiz bir maç çıkardı. Sezon boyunca eleştirdiğim Roberts, Siena’dan sonra, Partizan’a karşı da öyle kritik işler yaptı ki alkışlamamak elde değil. Son dakika içinde aldığı hücum ribaundu, belki de Efes’e yıllardır özlediğimiz çeyrek finali müjdeliyordu. 6/7 ile şut atan Kerem Gönlüm, yine yıldızlaştı. Öteki Kerem’den bahsetmeye gerek yok. Yine, bütün bir sezonda alınan galibiyetlerde olduğu gibi kendisinden bekleneni fazlasıyla yaptı. Real Madrid, Siena’yı İtalya’da devirdi. Partizan grubu galibiyetsiz bitirmez. Efes, evindeki iki maçı kazanırsa yüzde 99 çeyrek finale kalacak. Şimdiden çeyrek final hayırlı olsun Efes’e... Wisnievski ve sonradan gelen Murray’e verilen şans, Ender ve Cenk Akyol’a tanınsa, alacağımız bu keyif, katmerli olacaktı. Umarım bu ikisi, ilerleyen maçlarda Efes’in yoluna taş koymaz..