Boyu mu önemli işlevi mi?..

Türkiye’de oyun kurucu, hatta şutör guard yetişmediği doğru. Ama nedenleri neler?

Bence en önemlisi kulüplerimiz oyun kurucu değil, ‘uzun ve fizikli oyun kurucu’ yetiştirme sevdasına kapılması oldu.

Yakın geçmişte kısadan geçilmezdi, bir tane Tamer Oyguç’umuz, bir tane Ömer Saybir’imiz vardı. Yıllarca 2.00 metrelik pivotlarla boy ölçüşmeye kalkıştık Avrupalı rakiplerimizle. Hep de ‘boyumuzun ölçüsünü!’ aldık.

Şimdi Milli Takım için en az 10 tane 2.10 üzerinde pivot sayabiliriz. Oğuz Savaş, Semih Erden, Ömer Aşık, Mehmet Okur, Enes Kanter, Kerem Gönlüm, Sertaç Şanlı, Furkan Aldemir, Dusan Cantekin vs vs...
Kum gibi 2.10 ve üzeri basketbolcu adayı yetişiyor...

Ama bir tane Orhun Ene, bir tane Levent Topsakal yetiştiremiyoruz yıllardır. Hatta Harun Erdenay, İbrahim Kutluay ve Serkan Erdoğan gibi şutör guardımız da yok.

Kerem Tunçeri-Ender Arslan arasında sıkışıp kaldık. İkisi de çok değerli oyuncular. Bir tane 2 numaramız var; o da Ömer Onan. 3’ü de kariyerlerinin sonlarına gelmek üzere.

Kulüplerimizin son 10 yıldaki oyuncu seçme standardı geçmişte de yaşansaydı, ne Levent, ne Orhun, ne Serkan ne, Ömer şu an başka işler yapıyor olurlardı.

Çünkü boyları basketbolcu olmaları için yeterli sayılmayacaktı kulüp idarecileri tarafından.

Efes Pilsen, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş ve Türkiye’nin tüm kulüpleri...

Seçme yaparlarken aradıkları standart şu;

1999 doğumlu, boyu şu kadar, 1998 doğumlu boyu şu kadar olmalı... 1 santim kısaysa seçmeye bile giremiyor...

Oysa ki basketbol boyla değil, yürekle, zekayla, cesaretle, yetenekle oynanır. Yıldız oyuncu önce akıllı olacak, sonra yetenekli, ardından da yürekli olacak hiçbirşeyden ve kimseden korkmayacak.

Boyu ve fiziği de tamamlayıcı etken olacak tabii ki.

Kimbilir ne cevherler kayboldu küçük yaşta, sadece boyu hangi standarda göre belirlendiği bilinmeyen bir ölçünün altında kaldığı için.

Belki çok çabuklardı, belki çok şutör, belki inanılmaz bir saha görüşleri vardı vs...

Belki Avrupa’nın en skoreri Juan Carlos Navarro bile boy engeline takılacaktı bu diyarlarda yaşasaydı...

Bir an önce vazgeçelim şu sevdadan...

Boya değil, oyuncunun özelliklerine bakalım.

Yoksa daha çok bekleriz çabuk, süratli, şutör kısaları...

Beşiktaş devrimi!

Ne Deron Williams öncesi, ne de Deron Williams sonrası Beşiktaş Milangaz’dan bu başarıyı hiç beklemiyordum.

Hele ki 6 kişiyle Galatasaray Medical Park’ı yenmeleri başlı başına bir olay. Coach Ergin Ataman ve sahada müthiş bir karakter gösteren Beşiktaşlı oyuncular tüm övgüleri hak ediyor.

Efes toparlanmalı

Sezona iyi başlamışlardı. Sonra iniş-çıkış yaşadılar. Ersan’ın gitmesi, Kinsey’in yokluğu, İlievski’nin verimsizliği, Batista’nın sakatlığı sonrası Maccabi deplasmanında tarihinin en ağır yenilgilerinden birini aldılar. Ardından 20 sayı öndeyken neredeyse ligin dibindeki Antalya’ya yeniliyorlardı. En kritik yerde, en diri olmaları gerekirken sorun yaşıyorlar... Top 16 başlamak üzere. Coach Ufuk Sarıca ve teknik ekip bir çıkış yolu bulmak zorunda. Bulacaklarına da inanıyorum.

Banvit geliyor

Banvit ise çok kötü başlamıştı sezona. Hazırlık döneminde coach Orhun Ene yoktu, takımınönemli yerlerine de, yeni transferler yapılmıştı. Hiç umut vermiyorlardı ama uyum sağlanınca müthiş bir seri yakaladılar. Son olarak Telekom’u Ankara’da devirdiler. Darısı bugünkü Lokomotiv Kuban maçına. Kazanırlarsa kendileri için tarihi bir galibiyet olacak. Kazanmaya da çok yakınlar.

Bu nasıl arıza?

Skorboard bozulduğu için Beko Basketbol Ligi’nde Trabzon-Tofaş maçı bir gün sonraya ertelendi. Bu devirde, teknoloji çağında teknik bir nedenden dolayı artık maçlar yarım kalmamalı...