'Çifte zafer' olsun

Haberin Devamı ›
Yaklaşık 10 gündür Ankara’dayım. Önce Anıtkabir’i ziyaret ettim Milli Takım kafilesi ile beraber. Oyuncular istemişti Dünya Şampiyonası öncesi Ata’nın huzuruna çıkmayı. Tarihi sınav öncesi, Atamız’a söz vermişlerdi, ‘zeki, çevik ve ahlaklı’ Türk sporcuları olarak madalya için, Ay-Yıldız için mücadele edeceklerini. Dün de 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkusunu yaşadık Ankara’da. Nereye baksak, gözümüz hangi binaya çevrilse Ulu Önderimiz’in dev posterlerini görüyorduk. Ay-Yıldızlı bayrağımızla beraber Ankara semalarını aydınlatıyordu Atatürk.
Tüylerimiz de diken diken oluyordu.
Şanlı ordumuz her zamanki gibi büyük bir gövde gösterisi yaptı.
Düşmana vurulan darbenin, bir halkın yaptığı onurlu mücadelenin simgesi olan 30 Ağustos’tan bir gün sonra (bugün)
A Milli Takımımız, ikinci bir zafer kazanmanın arefesinde.
Turnuva başlarken söylemiştik. ‘İlk üç maçı kazanırsak, madalya yolumuz sonuna kadar açılır’ demiştik.
Fildişi’ni ve Rusya’yı yaptığımız mükemmel savunma sonrası devirdik.
Sırada Yunanistan var.
Son Dünya 2.’si, Avrupa 3.’sü.
Her iki organizasyonda da bizi kader maçlarında yenip, madalyayı kendileri boyunlarına takmıştı.
Cezalı olan Fotsis ve Schortanitis’in yokluğu, Yunanistan’ın ritmini bozdu. Bu ikili bize karşı oynayacak. Zizis, Spanoulis ve Dimantidis’ten oluşan ‘Bermuda Şeytan Üçgeni’ hücum sistemlerinin beyni. Sürekli penetre edip, rakip savunmanın dengesini bozuyorlar, takıma boş şut kullanma şansı yaratıyorlar.
Bizde ise önde Kerem Tunçeri, Ömer Onan ve Sinan Güler gibi, ilk iki maçta rakiplerinin üzerine kabus gibi çöken üç tane saldırgan savunmacı var.
Bizim üçlünün, 88 yıl önce bugünlerde Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının Yunanlar’a karşı yaptığı gibi bu savaştan galip çıkacağına inanıyorum.
Uzunlarımız da savunma ribauntlarını toplarlarsa, ‘şeytan’ın bacağını’ 35 yıl sonra kıracağız.
Federasyon Başkanı Turgay Demirel’in dediği gibi ‘12 Eylül’de!’ değil belki, ama 30 Ağustos ruhunu hissettiğimiz şu günlerde, Türk Milli Takımı, Türk halkına ‘çifte zafer’ yaşatacaktır.
Kutsal Ramazan Ayı’yla beraber yaşadığımız 30 Ağustos’ta da Mustafa Kemal Atatürk ve bu ülke için kanlarını döken şehitlerimizi de, rahmetle ve saygıyla anıyoruz.
Not: Rusya maçında ponpon kızlar yoktu, onların yerine ‘kedi’ dans etti.
Bir soru: Peki 5 Eylül’de Sinan Erdem’de de Ukraynalı kızların yerine yine ‘kedi’ mi dans edecek?
Bir de tavsiye: Havalar sıcak, tribünlerdeki bayanların çoğu şortlu ve mini etekli. Bundan sonraki maçlarda ponpon kızları sansürlemenin yanı sıra uzun pantolon şartı da koyalım, kimsenin abdesti kaçmasın.