Fener camiası bekler mi?

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe, geçtiğimiz sezon takımı kurduğunda kadrodaki yıldız oyuncu çokluğunun coach Aydın Örs’ün başını fazlasıyla ağırtabileceğini düşünmüştük. Solomon, İbrahim, Mrsiç, Mirsad, Kambala gibi oyunculardan bir takım yaratmak, onları birarada tutmak herkesin yapabileceği bir iş değildi. Ama Örs bunu başarmıştı. Kambala’nın gidişi de, işini kolaylaştırmıştı tecrübeli antrenörün. Euroleague’deki derece son derece başarısız bir sonuçtu. Ligde ise koca sezonda sadece 2 yenilgi almıştı. Onlar da Efes Pilsen ve Telekom’a karşı.
Bu yıl ise şimdiden iki yenilgiye ulaşıldı. Hem de İstanbul’da Banvit ve Alpella’ya karşı. Yeniden yapılanma içinde olan Fenerbahçe, 3 yıl sonranın planlarını yaparken, buna elindeki gençlerle ulaşacağına inanıyor. Tanjeviç’in geçmişine baktığımızda kendi felsefesi doğrultusunda başarılar elde ettiğini görüyoruz. Saraybosna’yı ikinci ligden alıp, yıllar sonra lig ve Avrupa Şampiyonu yaptı, hem de hiç yabancısı olmadan. Elindeki gençlerle beraber takımın da gelişimini sağladı.
Ardından Stefanel Trieste’yi yine 2. Lig’den aldı. Bir sezon sonra 3. Lig’e düştü. Ama görevde kaldı, büyük başarılara imza attı. Bodiroga ve Fucka gibi gençlerle İtalya ve Avrupa’nın tozunu attırdı.
Şimdi aynı felefese ile Fenerbahçe’de. Preldziç ve Vidmar, Bodiroga-Fucka olacak mı? Sabırsız bir bünyeye ve başarıya hemen ulaşmaya, gençlerden çok yıldızlarla oynamaya alışmış bir camia, taraftar beklemeyi becerebilecek mi? Yeteneklerinden şüphe etmediğimiz Preldziç ve Vidmar belki çok büyük oyuncular olacak. Belki, bu yıl bile Euroleague için tecrübe yetersizliği bulunan Semih, Oğuz, Hakan ve diğerleriyle ileride başarılar kazanılacak. Ama bırakın küme düşmeyi, başarısız bir iki sezonu Fenerbahçe camiası kaldırabilecek mi?. Tanjeviç’in felsefesi doğru olabilir, ama asıl sorun bu felsefenin Fenerbahçe için doğru olup olmadığı.
Bir de değişen basketbol dünyası var. Efes Pilsen de, iki kez final, iki kez de Final-Four oynadı geçmişte. Hem de kendi bünyesinden yetiştirdiği oyuncular ve iki yabancıyla. Çünkü herkes 2 yabancı+local oyuncularla mücadele ediyordu. Şartlar eşitti, finaller de geldi. Niye şimdi başarılı olunamıyor. İspanyollar, İtalyanlar, Yunanlılar, Ruslar büyük bütçelerle çok güçlü kadrolar kuruyorlar. Biz de Don Kişot’luk yapmaya kalkıyoruz.
Bugün ULEB Kupası heyecanı da başlıyor. Fenerbahçe de, Roma’yı evinde ağırlayacak. İtalyan ekibi Panathinaikos ve Real Madrid’i hem de deplasmanda neredeyse yeniyordu. Devlere kök söktürdü. Şimdi 3. deplasmanına geliyor. Fenerbahçe’nin de 2 yenilgisi var. Psikolojik olarak ayakta kalmaları açısından kesinlikle kazanmaları gerekiyor. PSV maçı olduğu için karşılaşmayı çarşamba gününden, salıya aldırmak yönetim başarısı. Euroleague’de böyle değişiklikler neredeyse hiç olmuyor.