Fener ilk 4'te

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe, ligin ilk yarısında Partizan’ı deplasmanda yendikten sonra ekibimizin artık Top 16’ya kaldığını iddia etmiştim. Belki erken bir yargıydı. Ancak, grupta Roma, Roanne ve Brose Baskets’in sıradan takımlar olduğunu, Fenerbahçe’nin de bu rakipleri yendiğini gözönüne alarak Top 16’nın garantilendiğini düşünmüştüm. Ardından ligin ikinci ikinci yarısında Lottomatica Roma, son Avrupa Şampiyonu Panathinaikos’u, ardından da son ULEB Cup ve İspanya Ligi şampiyonu Real Madrid’i kendi evinde devirince, grupta dengeler değişir gibi oldu. Roma her ne kadar devleri devirse de, yenilmeyecek bir takım değildi. Fenerbahçe gitti, gücünü ortaya koydu ve bu sezonki Türkiye ligi dahil en rahat galibiyetlerinden birini aldı, doğru basketbol oynarak.
Euroleague’de kötü, İtalya Ligi’nde ise son iki haftada ekstra performans sergileyen Arjantinli Gabini’nin dış şut tehditini düşünerek Mirsad’ın yerine Rasim’le oyuna başlayan Fenerbahçe, iyi savunma yapmasına rağmen yanlış tercihi nedeniyle savunma ribauntlarını alamayınca, vasat İtalyan’lar karşısında geri düştü. Vasat diyorum, çünkü Roma’nın en önemli oyuncuları Sloven Lorbek, Hırvat Ukiç, NBA balonu Alan Anderson ve yaşlı kurt Fucka. Hiçbiri, Euroleague’de Solomon ve Mirsad gibi yıldız statüsünde değil.
Ardından Tanjeviç bu sezon neredeyse hiç denemediği alan savunmasına döndü, kötü gidişat sonrası. O kadar iyi uyguladı ki Fenerbahçe bu savunmayı, rakibe 10 hücum ribaundu vermesine, 6 faul kaçırmasına, 6 top kaybı yapmasına, takımın en önemli skor gücü Solomon’un ilk basketini 18. dakikada atmasına rağmen, 10 sayı farkla önde gitti soyunma odasına son haftaların gözde takımı Roma karşısında.
İkinci yarıda da fark 19’a çıktı bir ara, top kayıpları ile oyun sıkıntıya girer gibi olduysa da, başta Solomon olmak üzere, mükemmele yakın bir performans sergileyen Fenerbahçe, gruptaki en önemli rakibini 2. kez yenip bırakın Top 16’yı, grupta ilk 4’ü garantiledi. Oğuz ve Ömer Aşık pota altında büyük üstünlük kurarken, Preldziç çıkışını sürdürdü. Mirsad, oyuna girdikten sonra hem 1000 ribaunt alıp tarihe geçti, hem de maçın rengini değiştiren isimlerden biri oldu.