Fener uçuyor Aslan pes etti

Fenerbahçe, ilk gün Bourges’i 25 farkla yendikten sonra dün de Familia karşısında adeta şov yaptı. O kadar rahat, o kadar kendinden emin oynuyorlar ki, son derece kararlılar.

İnşallah sonuna kadar böyle devam ederler.

Bir kere takım çok düzenli ve oyun disipline uygun basketbol oynuyor. Roller belirlenmiş, sahaya giren herkes görevini en iyi şekilde yapıyor.

En önemli özellikleri ise topa çok saldırgan ve agresif olmaları.

Dün 2 dakikada üst üste 4 top kapıp maçı bir anda kopardılar. Her topa el-kol sokuyorlar. Rakibi fazlasıyla rahatsız ediyorlar. Bunu da faul yapmadan becerebilmeleri çok önemli bir özellik. Savunma böyle etkili olunca hücumu da daha özgüvenle yapıyorlar. Bir aksilik olmazsa finalin bir tarafında olacaklar gibi gözüküyorlar.

Gelelim Galatasaray’a...

Ekaterinburg’dan sonra Avrupa’nın en pahalı takımı... 10 milyon Euro’nun üzerinde para harcadılar. Ama kendi bütçelerinin 5’te 1’i kadar takımlar karşısında hüsrana uğradılar. Önce Kosice, şimdi de Polkowice...
İnanılır gibi değil. Ne Fowles, ne Torrens, ne Wauters, ne de Lytle. Hepsi dünya yıldızı. En en ufak bir katkı veremediler.

Keza yerli oyuncular da öyle... Koskoca takım oyun kurucu olarak yine Işıl’a kaldı. Whalen’ı elinde tutamazsan, sakat Nevriye ve 1 sene oynamamış Torrens’e bel bağlarsan olacağı budur. Keza her topu kötü kullanan Torrens’i bu kadar tahammül etmek ve en kritik anlarda oyunda tutmak da akıl alır gibi değildi. Sonuçta en başta yönetimden, sonra coach ve oyunculara kadar herkesin şapkasını önüne alıp düşünmesi gerek.