Fenerbahçe'de ne değişti?

Siena’da doğan, Siena’da büyüyen, Siena’dan başka takım çalıştırmayan Piangiani’ye böyle milyon dolarlık bir takımı emanet etmek risklerin en büyüğüydü. Alınan sonuçları geçtim, oynanan basketbola baktığımızda ne kadar gereksiz bir risk alındığı alenen ortada.

Pianigiani, köyden şehre inince Haydarpaşa’da denizi görünce yaşadığı şoku atlatamayan Zeki Alasya misali sudan çıkmış balık konumunda. Söylemleri ile yiğitliğe bir şey sürdürmüyor ama gerek Madrid’de, gerekse Atina’daki çaresizliğini görünce ona ve Türk basketbolu adına üzülmeye başladım.

Ahı gitmiş, vahı kalmış Panathinaikos’a karşı sadece 55 sayı atabildi McCalebb’li, Batista’lı, Andersen’li, Sato’lu, Emir’li, Ömer’li, Bogdanoviç’li, Oğuz’lu Pianigainai’nin Fenerbahçe’si. Cantu deplasmanında da 58 sayıda kalmışlardı. Real Madrid maçı bırakmasa 61’i bile bulamayacaklardı. Ne bir oyun düzeni, ne bir sistem var. Taa sezonun ilk resmi maçında yazmıştım. Yanlış hatırlamıyorsam Erdemir’le oynanan kupa maçıydı. ‘Pianigiani Emir’i 4 numaraya çekerek icat çıkarıyor’ demiştim. Emir’den bu seviyelerde 4 numara olmaz. Nitekim Fenerbahçe Ülker, ligin en az ribaunt alan takımı.

Emir bitti. Oğuz silindi. Takımın ruhani (!) lideri Ömer Onan bu sistemde hiçbir şey yapamaz. Daha önce de yazmıştım. Onun perdelerden çıkıp şut bulması gerekiyor. Ömer için bir tane hücum seti yok Fenerbahçe’nin. Ömer de ortalarda yok.

Takımın ilk beşi silme yabancı. Haliyle ruhu da olmuyor. Bu şekilde Cantu’yu yensen ne olur, yenmesen ne olur... Bir sezon daha, bir çok milyon dolar daha heba olacak gibi duruyor. Aydın Örs’ün yerine Kemal Dinçer geldi. Spahija’nın yerine, Pianigiani...

Geçen sene de kaderimiz Cantu ile oynanacak son maça kalmıştı. Yine öyle oldu. Değişen tek şey, harcanan iki kat para...