Muhteşem Fener

Haberin Devamı ›
Temeli atılmasına rağmen yıllardır bitirilemeyen bu salon, belki Türk basketbolundan çok şeyler götürmüş. Daha doğrusu, daha önce tamamlansaydı basketbolumuz farklı yerlerde olabilirdi.
Burada basketbol oynamak ve basketbol izlemek gerçekten çok keyifli. Taraftar eğleniyor, takım coşuyor. Ayrıca uğurlu da geliyor Sinan Erdem Türk takımlarına. Milli Takım, ABD maçı dışında tüm maçlarını kazanırken, Efes Pilsen ve Fenerbahçe daha yenilgi yüzü görmedi.
Geçen yıl boş tribünlere oynamaya alışkın olan Sarı-Lacivertli basketbolcular, arkalarında 16 bin kişilik desteği görünce, maça da bir başka başladı.
Dakikalar 9’u gösterdiğinde, skorboaard’da 30-12’lik Fenerbahçe üstünlüğü vardı. Maç da o anda bitmişti zaten. Öyle ki, coach Spahija da daha ilk çeyrekte 17 yaşındaki Erbil ve 19 yaşındaki Can’ı sahaya sürmüştü. O da bitirmişti kafasında maçı.
Cibona kötü günler geçiriyor olabilir, ama bir Euroleague maçını bu kadar erken bitirebilmek herkesin yapabileceği bir şey değil.
Fenerbahçe yenerken, adeta eziyor rakiplerini. Ukiç, Ömer Onan ve Kaya rakibi dağıtırken, ikinci yarıda Kinsey’in smaçları taraftarı da çılgına çevirdi. En önemlisi fark 30’a çıkmışken, oyuncuların taraftarın isteğini kırmayıp 100. sayıyı bulabilmek için canlarını dişlerine takmasıydı.
Nitekim yeni evliler kervanına katılan Oğuz’un üçlüğü, seyirciye bayram havası yaşattı. Ona da buradan mutluluklar dileyelim.
Haftaya çok kritik bir maç var.
Euroleague şampiyonu Barcelona çıkacak bu kez Sinan Erdem parkelerine rövanşı almak isteyecek.
Atmosferi ve 2. bir Barcelona zaferini görmek için şimdiden sabırsızlanıyorum.