Seneye o kupa İstanbul'da kalır!

Haberin Devamı ›
Çok inanmıştık. Çünkü Fenerbahçe inandırmıştı bizi. Sezonun ilk gününden itibaren kararlı, sürekli gelişen, doğru basketbol oynayan, iyi savunma yapan, sakatlıklara, dar rotasyona rağmen ligi domine eden bir Fenerbahçe izledik. Finale gelene kadar ‘şampiyon’ performansı sergilemişti Sarı-Lacivertliler. Finalde de ‘şampiyon gibi’ oynadılar. Ama her zaman iyi oynamak ve mücadele etmek yetmeyebiliyor. Finalde bir çok faktör belirleyici olabiliyor...
Maksimumla oynadılar
-CSKA Moskova, bütçesi 40 milyon Dolar’ın üzerinde olan 15-16 tane üst düzey oyuncuya sahip bir kulüp. Ve onlar da performanslarının yüzde 100’ünü ortaya koydukları bir günde,
21 sayıdan yakalanıp uzatmada kazanabildiler.
-Rakip bizden güçlüydü ve neredeyse maksimum performansla oynadılar.
Tetikçi Javor!
-Hakem faktörü finalde baş gösterdi. Fenerbahçe sezon boyunca hakemlerden beklediği saygıyı görmüş, Real Madrid deplasmanında bile adil düdükler bulabilmişti. Ama Sloven Damir Javor’un bırakın Final-Four’a, finale verilmesi bile ‘tetikçilik’ alametiydi. Daha düne kadar adı sanı duyulmayan bu Sloven düdük, CSKA’nın kazanması için elinden geleni yaptı.
-Sadece bir ribaunt. Koskoca finalin hikayesi bir pozisyonla yazılamaz belki ama, dördüncü periyotta yapılan olağanüstü savunma, 21 sayı geriden gelip 2 sayı öne geçmemiz ve savunduğumuz son topun ribaundunu alamamamız, avucumuzda olan kupanın elimizden kaymasına neden oldu... De Colo’nun kaçırdığı şutta biraz da şans eseri top Khrypa’nın önüne düştü. 30 santimetre başka tarafa gitse şu an hâlâ şampiyonluk kutlamaları yapıyorduk belki de. Belirleyici faktörlenden biri de şans kesinlikle...
Vesely birini atsa...
-Serbest atış sorunu... Fenerbahçe sezon boyunca çok iyi serbest atış atmadı belki ama kötü de değildi. Yüzde 75’le çizgiden isabet bulan Kanarya’nın en kötü atıcısı ise Vesely’ydi. Çek pivot sezon boyunca yüzde 45 ile serbest atış kullandı. Ama Final-Four’da felaketleri yaşadı. Berlin’de bu oran yüzde 7’ye düştü. Laboral maçında 4’de 0, CSKA Moskova karşısında ise 10’da 1 attı. 14 serbest atışın 13’ünü kaçırmak yeteneksizlikle açıklanacak bir şey değil. Tamamen konsantrasyon eksikliği. Vesely, bırakın yüzde 45’le normal istatistiğini yakalamayı, yüzde 10 ile atsa şu an yine şampiyonluk kutlamaları tüm hızıyla devam ediyordu. 14’te 1 değil, tek istediğimiz 14’te 2 atmasıydı...
Kaliniç yanlış seçim
-Tercih yanlışları... Gerek Laboral, gerekse CSKA maçında sezon boyunca görmediğimiz yanlış şut tercihlerinde bulundu Kanarya. Tabi rakipler de buna zorladı ama finalin uzatmasında en kritik topları Kaliniç’e kullandırmak hataydı. Sahadaki 5’te hücum kapasitesi en sınırlı isim olan Kaliniç, iki kez ısrarla sırtı dönük oynamak için pas istedi. İkisinde de top kaybı yaptı. Geri dönüşte payı büyük olan Dixon burada inisiyatif alsa -ki kaçırma lüksü de var çünkü maçı oraya getiren isimlerin başında geliyor- sonuç daha farklı olabilirdi.
Final 3 maç olmalı
-Adı üstünde, final. Bütün bir sezonun emeğinin karşılığını almak için bir çok faktörün yanında olması gerekiyor. Ne kadar adil bir sistem orası da tartışılır. Seneye Euroleague’de format değişiyor. 16 takım lig usülü oynayacak. 30 hafta sonunda, 8 takım Play-Off’a kalacak. Sonra yine 5 maç üzerinden oynananacak serileri kazananlar Final-Four’a kalacak. Madem lig usülüne dönüldü, NBA modeli baz alınıyor, o zaman yarı final ve finali de 5 maç üzerinden oynayalım. Rakibini bir değil (O gün sakatı olur, şanssız günündedir vs.), 3 kere yenen, yani tamamen hak eden şampiyon olsun.
Fenerbahçe dramatik bir şekilde kupayı kaybetti. Ancak CSKA gibi bir takıma karşı 21 sayıdan geri gelmek bile Sarı-Lacivertliler’in ne kadar büyük bir takım olduğunu gösteriyor. Evet, bu sene olmadı. Ancak önümüzdeki sezon Euroleague’in en büyüğü olma konusunda herkesin inacı tam. İstanbul’da olmasına kesin gözüyle bakılan Final-Four’da, artık daha da tecrübeli olan Fenerbahçe o kupanın şehirden ayrılmasına izin vermez.