Türk coachlar ve devşirmeler

Normal sezon sona erdi, Darüşşafaka ‘photo-finish’le son anda Play-Off ipini göğüsledi. Onları yılın takımı ilan etmiştim, o unvanı son hafta bileklerinin hakkıyla kazandılar. Sezon başından bu yana sadece bir ve ilk kez küme düşme potasına gerileyen Selçuk Üniversitesi ise, 2. Lig’in yolunu tuttu. Kaderin cilvesi...
Geçen hafta başarılı genç coachlardan bahsetmiştim. Bu hafta devam edelim.
Ahmet Kandemir yıllardır Birinci Lig’de çok başarılı sezonlar geçirdiği için benim gözümde artık tecrübeli sınıfında. Ama hala çok genç ve çok başarılı. Yıllardır Play-Off’a kalamayan Mersin’i bu sezon hedefe taşıdı.
Altar Tunçkol... Ligdeki ilk yılında kendi gibi gencecik Darüşşafaka’ya Play-Off oynatıp rüştünü erken ispat etmişti. Şimdi de Antalya’da çok önemli işler yapıyor. Maddi sıkıntılar ve bir iki şanssız yenilgi almasa, daha yukarılarda bile olabilirlerdi. O da Türk basketbolunun geleceği olacak coachlardan biri.
Halil Üner kendisine göre ‘Şapkadan tavşan çıkarıyor’. Bana göre adı ‘kurtarıcı’ olmalı. Geçen yıl yaşamasına mucize gözüyle bakılan hasta Darüşşafaka’ya hayat verdi, bu yıl da Kepez’i dipten aldı ligde tuttu. Onun da ‘ruhu genç’!.
Murat Özyer’den, Oktay Mahmuti’den, Erman Kunter’den, Ergin Ataman’dan, Orhun Ene’den ve diğerlerinden bahsetmeye gerek yok. Ama hepsinin daha ‘bin fırın’ ekmek yemesi gerekiyor!
Çünkü son şampiyon ve ülkenin en üst mertebesindeki antrenör hala ligin en yaşlısı...

Solomon ve Lofton olmazAvrupa Basketbol Şampiyonası öncesi, milli takıma Amerikalı isimleri gündemde. Mersin’in şutörü Chris Lofton ve Fenerbahçe’nin ‘Kral’ı Willie Solomon. Bir kere Solomon, milli takımın kapısından içeri adımını attığında o takımdan hayır gelmez. Şöyle ki, takım içi dengeleri sağlayabilmek için coach Tanjeviç, yıldız yönetimini, yıldızlar da milli takım oyuncusu olmayı beceremediğinden bir çok önemli ismi dönem dönem kadroya almadı. Solomon saha içinde Milli Takım’a önemli katkılar verebilir ama yapı itibariyle zaten sorunlu olan kadronun içine dahil olduğunda, işlerin sarpa sarma ihtimali oldukça yüksek.
Lofton’a gelince... Sessiz, sakin, son derece uyumlu birine benziyor. Varlığı sorun yaratmaz.
Ya saha içi katkısı...
Keskin şutör. İbrahim ve Serkan’ın olmadığı milli takımda şutör bir iki numaraya ihtiyacımız olduğunu defalarca yazmıştım. Ama bu isim Lofton mu olmalı?
Avrupa Şampiyonası en üst düzey organizasyon. Lofton, Kolej’den mezun olduktan sonra soluğu Mersin’de aldı. Bir tane bile üst düzey maç oynamadı. Hiç bir Avrupa Kupası mücadelesi vermedi. Oralarda işler çok farklı oluyor. İyi şutör ama çok yavaş ve ağır. O seviyelerde katkı yapabilir mi? Bence çok zor. Setten neredeyse yürüyerek çıkıyor, pozisyon bulursa her attığını sokar belki ama potayı görebilir mi?
Bence çok iyi düşünülmeli, öyle karar verilmeli.
Aslında en uygun isim Henry Domercant’dı. Onu da Bosna kaptı. Drew Nicholas, Charles Smith, hatta Trajan Langdon (Tabii kabul ederlerse). Bence bir oyuncu devşirilecekse uzun süre Türkiye, ya da Avrupa’da oynamış, Euroleague tecrübesine sahip biri olmalı.