Yolunuz açık olsun

Ev sahipliği yaptığımız ve madalya beklediğimiz Şampiyona’ya Fildişi maçı ile başlıyoruz. Fikstüre baktığımız zaman tam istediğimiz gibi gözüküyor. Ayarlasan bu kadar olmazdı. Açılış maçları hep tehlikelidir. Çok sayıda sürpriz yaşanır. Bu nedenle grubun, hatta turnuvanın en zayıf takımı ile başlıyor olmak, hem şampiyonaya ısınmak, hem de moral bulmak açısından önemli.

İlk gün çantada keklik gözüküyor
Fildişi, tarihinde ilk kez Dünya Şampiyonası’na katılıyor. Dün Ankara Spor Salonu’nda gördüm onları. Sürekli hatıra fotoğrafı çektiriyorlardı. Böyle bir organizasyonda bulunuyor olmak bile onları fazlasıyla mutlu etmiş. 10 tane hazırlık maçı oynadılar ve sadece 2 galibiyet alabildiler. Takımın çoğu Fransa 1 ve 2. Ligleri’nde oynuyor. Erdemir’li Mohammed Kone’den başka tanıdık isim yok gibi. İlk gün çantada keklik gözüküyor.

2. gün ise Yunanistan’dan sonraki en güçlü takımla oynayacağız. David Blatt’in yönettiği 2007 Şampiyonu Rusya. Gerçi Ruslar o günden bu yana çok geriledi. JR Holden ve Kirilenko yok. Son olarak takımın en önemli kozu Khrypa’nın ilk iki maçı kaçıracağı açıklandı. Gerçek mi, yoksa taktik mi bizim maç başlarken göreceğiz. Onlar da 10 hazırlık maçı yaptı ve 5 galibiyet, 5 mağlubiyet aldı. Bireysel yetenekleri kısıtlı. Bu nedenle inanılmaz sert savunma yapıyorlar. Kontrol basketbolu oynuyorlar. NBA’e draft olan Mozgov’un yanı sıra Monya, Fridzon, Ponkrashov takımın etkili isimleri.

Kilit maçlardan biri de Rusya
Rusya karşısında kesinlikle kazaya uğramamalıyız. Akıllar hep Yunanistan’da ama Ruslar kadar sert ve agresif olamazsak, hesapta olmayan bir yenilgi planları alt üst edebilir. Akıllar Yunanistan’da ama Rusya da en az Yunan maçı kadar kilit bir karşılaşma.

Bir gün dinlendikten sonra dinlenmiş olarak belalımız Yunanistan karşısına çıkacağız. Geçen yıl yenildiğimiz takıma Dimitris Diamantidis ve Kostas Tsartaris eklendi. Nick Calathes de, bir yılda çok önemli yol kat etti. 8 hazırlık maçı oynadılar, 7 kez kazanıp iki pivotları Bourisis ve Schortsanitis’in oynamadığı maçta ABD’ye yenildiler. Hem daha güçlü, hem daha formdalar. Fotsis ve Schortanitis’in cezaları bittiği için bize karşı tam kadro çıkacaklar. Geçen yıl onlara 17 hücum ribaundu verip yenilmiştik. Bu kez ribauntlara çok dikkat etmeli, takımın beyni olan Spanoulis, Diamantidis ve Zisis’in penetrelerine önlem almalıyız. Onların delici özelliği rakip savunmaları alt üst ediyor. Ama burada Kerem Tunçeri, Ömer Onan ve Sinan Güler’e güveniyorum. Taraftar da arkamızda olacak.

Yunanistan’ı yenmemiz gerekiyor
35 yıldır yenemediğimiz Yunanistan’ı artık evimizde mutlaka devirmeliyiz. 3 maçı kazanırsak grup liderliği de neredeyse garanti olur. 4. günkü rakip Porto Riko da iyi bir hazırlık dönemi geçirdi. 17 maçta 13 galibiyet aldılar. Onlarla da 2002’den kalma bir hesabımız var. İki guard Jose Barea (Denver) ve Carlos Arroyo (Miami Heat) takımı çabuk ve tempolu oynatıyor. Çember altında 2.20’lik Peter Ramos ve 2.16’lık Daniel Santiago dev kuleler. Her Dünya Şampiyonası’nda yer alıyorlar. Rehavete kapılırsak, elemeleri de Arjantin’in üstünde bitiren Porto Riko, canımızı yakabilir. Son gün ise bence Çin’in hiçbir iddiası kalmaz. Zaten eksikleri nedeniyle onların gruptan çıkabilmeleri mucize olur.
Sonuçta ilk 3 günü kazasız atlatırsak, madalya yolumuz açılır.