Arama

Popüler aramalar

Bence Kocaman!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Ancak şunu söyleyeyim, “Her futbolcu yaşı kaç olursa olsun oynadığı müddetçe biraz çocuktur.” Aykut Kocaman yakın tanıdığım futbol adamlarından biridir. Her ne kadar Fenerbahçe’ye sportif direktör olduktan sonra senede 2, teknik direktör olduktan sonra 1, geçen seneden bu yana hiç görüşmemiş olsak da, Kocaman’a çoğu “futbolsever” çok yakındır...

Alex’in Spartak Moskova maçından sonra oynamama gerekçesini soran Brezilyalı bir hayranına attığı, “Tek kelimeyle kıskançlık. Daha sonra sana anlatırım” sözleri ortamı çok gerdi... Aykut Kocaman özellikle Fenerbahçe taraftarlarının çok sevdiği eski futbolcu, yeni teknik adam ama en önemlisi insan! Alex de o taraftarların fenomeni.

Sihirli sol ayağıyla pek çok maçta kriz çözmüş bir süper yetenek. Ama o kadar... İkisinin de çok ortak paydası var. İkisi de Fenerbahçeli. İkisinin de görevi Fenerbahçe’ye katkı sağlamak. İkisi de Fenerbahçe kazandıkça kazanacak... İçinde Kocaman’ın da olduğu bir anıyı hatırladım.

Tarih tekerrür etmesin Aradan 20 yıl geçti ama aynı şeyler yaşanmamalı diye düşündüm. Aykut hocanın anlattığından net hatırladığım kısmını paylaşayım ki, tarih tekerrür etmesin..

Bilirsiniz biraz medya, biraz da futbolcuların kendisi tarafından yaratılan kavga vardı Fenerbahçe’de. “Sakarya çetesi Tanju’ya bilerek gol attırmıyor” iddiaları. Tanju ve birkaç arkadaşı iddialar için doğru der, Oğuz, Aykut ve birkaç arkadaşı yalan! Herkesin algılaması, yaşadığını yorumlaması farklıdır ve hepsi kendince haklıdır.

16 Mayıs 1992... Son hafta rakip Gaziantepspor. Aykut 24 golle lider, Tanju 20 golle ikinci. Tanju 4 gol atarsa 2 kral çıkacak, atamazsa Aykut kral olacak. Tanju 28, dakikada attığı golle skoru 3-0’a getirdiğinde ikili arasındaki fark 3’e iner. Ancak sonrasında tribünler patlar.

İkiye bölünen tribünlerin bir kısmı Tanju, bir kısmı Aykut lehine tezahürat ederken, bir kısmı Oğuz’a, diğerleri Tanju’ya hakaret etmektedir. Kocaman’ın sözleri, “İlk yarının sonunda oyundan çıkıp gidecektim. Orta sahanın yan çizgisine gelip oyunu, oyuna hiç müdahale etmeden seyrettim.

Bizler hiçbirimiz bunu hak etmiyorduk. Fenerbahçeli taraftarların bize yaptığı kabul edilemezdi. Onlar Fenerbahçeliyse biz neydik, bizler Fenerbahçeliysek onlar niye böyle yapıyordu.

Hak etmemiştik. Çok kötüydü” diye kaldı aklımda.İkinci devrede Tanju 2, Aykut 1 gol daha atar ve kral Aykut olur... Durum şimdi de aynı. O zaman iki büyük futbolcu arasında tırmandırılan bir kavga vardı, yöneticilerin engelleyemediği...

Şimdi iki büyük profil arasında çatışma var. Herkesin kişisel hayali var, ancak Fenerbahçe teknik heyeti ve futbolcularının ekstra bir görevi de var: Taraftarları mutlu edecek bir sonuç almak! Olası bir kötü sonuçta bir sporcu üzerinden Aykut Kocaman’ı, Alex’in sözleriyle vurmak “öldürmek” olur, yakışmaz.

Kocaman oynatırsa, “yönetim istedi oynattı” demek yakışmaz. Oynatmazsa, “Affetmedi, intikam aldı” demek yakışmaz. Alex oynar ve kötü performans sergilerse, Alex’i protesto etmek yakışmaz.

Bunlar önemli figürler. İkisi de isimlerini Fenerbahçe tarihine kazıdılar ama ciddi bir fark var! Kocaman çok bedel ödedi. O takımını şampiyon yapan golü attığında gönderilmişti.

Kriz döneminde teknik sorumluydu... Alex ise sadece futbol oynadı, ikinci kez yedek kaldı ve mesajını attı!
İnsanlar işe giderken otobüse, metroya yetişmek için 70 metre depar atarken, milyonların büyük beklentiler içinde olduğu bir futbolcunun kendisini değil de hocasını yargıla(t)ması ise kabul edilemez.

Taraftarın sevgisi bitmez Futbolcular çoğunlukla nitelikli koşularla 90 dakikada 12 km koşarken, sadece 70 metre depar yapıp, 8,5 km koşup, hocayı ateşe atmak, kaşıkla verip kepçeyle çıkarmaya benziyor. Hata...

Taraftarın Kocaman ve Alex sevgisinin hatta aşkının bitmeyeceğini biliyorum... Bir Fenerbahçeli taraftar arkadaşımın sözleriye bitirelim: Alex’le böyle veda olmaz. 9 sene oldu. Lefter’le böyle veda mı yapılır. Aykut Kocaman yıpratılamaz, o bizim kocaman gururumuz! Taraftarın sonuçlar ne olursa olsun 20 sene önce olduğu gibi sevdiklerini incitmemesini diliyorum...