Bu rakiplere yeter ama!

Haberin Devamı ›
Gönül futbol yorumlarında okura keyif veren anekdotlar vermek istiyor ama gelin görün ki kulüplerimiz müsaade etmiyor.
Zemin güzel, rakip zayıf ama temiz, tribünler harika, fakat Galatasaray o Galatasaray değil...
Galatasaraylılar açısından kabus gibi yani... Tromsö ile başlayan kötü serüven devam ediyor, başkan dahil herkes Saracoğlu’nda UEFA Kupa’sını almaktan bahsediyor!
Oysa kupa alan Galatasaray, Milan’ı geriye düştüğü maçta son 5 dakikada attığı 2 golle elemiş, UEFA macerasına oldukça güçlü ve moralli bir şekilde girmişti.
31. dakikaya kadar ceza sahasına dair gelmeyen Bellinzona’lılar bir geldiler, golle döndüler... Bu Galatasaray’ın savunması savunma değil. Hücumu da hücum...
Bellinzona ikinci yarının hemen başında kendi antrenmanında dahi atmadığı başka bir gol daha attı...
Yani üçlü savunma da olmadı! Üçlüsü de olmaz, dörtlüsü de!
Takım “birlikte” savunma yapmıyor, birlikte “hücum” etmiyor...
Galatasaray 63. dakikada zayıf Bellinzona karşısında Kewel ve Baros’un golleriyle 2 defa geriden gelip beraberliği yakalamış durumda. Şampiyonlar Ligi’ni Milan karşısında 3-0 geriden gelip kazanan Liverpool’un iki ilk 11 oyuncusunun golleriyle!..
Yani yıldız açısından sıkıntı yok. Kimya bozuk...
Temposu yavaş, coşkusu düşük bir Galatasaray’a alışmak zor. Bu oyun anlayışı ve felsefe ile çok keyifli lig maçları, kaldıysa Bellinzona gibi rakipler karşısında “zaferler” mümkün ama UEFA Kupası imkansız!
Kısa sürede gözüktü ki; Aydın 11 oyuncusu. Baros’la birlikte vites artıran ikinci futbolcu. Kewel, Hagi’den sonra gelen büyük usta. Baros ödenen bonservisin karşılığı... Geriye kalan herkes kendi vasatının altında...
Dörtlünün sağına sağlam bir adam, Ayhan’ın yanına Topal’ı monte etmeden iyi bir takım yapmak imkansız.