Daniel Güiza'nın gözyaşları...
Haberin Devamı ›
Güiza’nın kontrol edemediği gözyaşlarına bir insanın kayıtsız kalabilmesi mümkün mü? Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmasına rağmen, baskıyla başa çıkamayan, son derece kolay gole çevirebileceği pozisyonları yapamayan, başka bir kültürde her gün biraz daha yalnızlaştırılan bir emekçinin gözyaşları kimin içini acıtmaz? Güiza’nın bu denli yalnızlaştırılmasında, değersizleştirilmesinde benim de payım olduğunu düşündüğüm için yazıyorum bunları...
Gerçi ben, Güiza’nın değerli bir oyuncu olduğunu ilk günden beri söylesem de, mesela geçen hafta Lille maçının faturasını daha başlıkta ona kesmedim mi? “Güiza’dan beklerdik” demedim mi?
Endüstriyel futbol ve sonuç (başarı) odaklı yorumlar, futbolcuları, duyguları olan, etten kemikten yapılmış insanlar olduğunu unutturup, sıfır hata beklenen birer robot olarak görmemize neden oluyor galiba.
Fenerbahçe ve Galatasaray’ın başarı ya da başarısızlığını futbolcuların maliyetleriyle açıklamaya başlayışımız, kendi kimliğini, neşesini taraftarı olduğu kulübün başarısında bulan insanların da futbol emekçilerini yok etmesi için birer silah haline dönüşmüyor mu?
“Atacak” diyoruz iki senedir, atmalı! Ve hep aynı klişe ile başlıyoruz, “4 senelik maliyeti 31 milyon Euro ise atacak”. Sanırsınız ki, 14 milyonluk bonservis fiyatını kendi belirlemiş!
Sanırsınız ki, takım “tıkır tıkır” futbol oynuyor, sıkıntı bir tek Güiza’da. Takım hep beraber düşüş yaşar ve taraftar bunu net bir biçimde görürken, takımın defolarını örtme işi Güiza’ya kalıyor. Örtemeyince, yuhalanıyor.
Güiza’nın gözyaşları elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışmasına rağmen zayıf alan bir öğrencinin göz yaşları gibidir.
Güiza’nın gözyaşları çocuğuna süt alacak para bulamayan bir babanın çaresizce ağlayışından farklı değildir.
Çocuğunun annesi ile ilgili İspanya medyasında çıkan haberler, çocuğunun durumu bir adamı hastaneye yatırmaya yetecek kadar ciddi bir travmayken, atabileceği gollerle hayata bağlanacak bir futbol emekçisi, kaçırdığı gollerle tutunacağı dalın elinden kaymasını yaşıyor. Eski eşi fuhuş pazarlığında yakalanırken, o dünyanın bir başka köşesinde eskiden kendisini bağrına basan taraftarlar tarafından yuhalanmaya başlanıyor.
Hayatta sıkıntılar hep birlikte geliyor. Yüksek karakterli sporcular bunu aşar, dilerim iyi kalpli, iyi niyetli Güiza da aşar. Aşmalı.. Fenerbahçe’nin ona 3 kulvarda da ihtiyacı var. Dün onu yuhalayanlar, yarın doğaldır bağrına da basar.