Hollanda başlamadı

Haberin Devamı ›
46. dakikada o ana kadar sahanın en iyilerinden Danimarkalı Simon Poulsen ters kafa şutuyla kendi kalesine gol atmasa, sanki Hollandalılar hiç gol atamayacak gibiydi. Dün geceki Almanya maçından sonra sükseli bir oyunu Hollanda’dan da bekleyen futbolseverler ilk yarıda tempo futbol ve pozisyon açısından hayal kırıklığı yaşadı. Ön liberolar Van Bommel ve De Jong üçüncü bölgeye hiç koşmayıp emniyet futbolu oynarken Van Bronckhorst neredeyse rakip sahaya hiç geçmedi. Düşündük ki hiç kimse oyuna girmediği için Van Persie iki stoperin kucağında çaresiz ve yalnız kaldı. Sneijder mesafe tanımaksızın sorumsuzca şutlarına devam ederken ilk gol pozisyonunu Danimarka yakaladı. Rommedahl'in ortasında Bendtner’in kafa şutu yavaştı. Oynamayan Robben’in bu takımın yarısı, hücumdaki yıldızı olduğuna kanaat getirmişken, Danimarka Rommedahl ve Kahlenberg’in şutu ile iki pozisyon daha yakaladı, kaleci Stekelenburg başarılıydı. İkinci devre girişte anlattığım golle başladı.
Gol yiyen Danimarka’nın hücuma çıkmasını beklerken, Rommedahl dışında vasatın üstüne çıkamayan takımda 1.94'lük Bendtner de sakatlanınca müthiş savunma yapan Hollanda için tehlike kalmadı. 58-59. dakikaya kadar iki takım da 9’ar şut atmıştı. 89'da ise Hollanda 18’e ulaşmış, Danimarka hala dokuzda kalmıştı. Sneijder anlamsız şutlar yerine pas yapmaya başlayınca ve genç Elia da oyuna coşku getirince önemli tehlikeler yarattı Hollandalılar. Elia karşısındaki Jacobsen’i gerçekten dağıttı. Maçın en kritik anı ise Van Persie’nin sarı kartı varken, hakemin ofsayt düdüğünden sonra attığı goldü. Hakem “vuvuzela’ gürültüsünden düdüğü duymayan Van Persie’yi kızartmazken haklıydı! Çünkü tribünde, hatta basın tribününde yanınızdakine çığlık atmadan sesinizi duyuramıyorsunuz. Hani kulağınızın yanında sinek uçarken duyduğunuz bir vızıltı var ya; işte kulağınızın dibinde binlerce sinek vızıldıyormuş diye düşünün. Vuvuzela’dan nefret ediyorum...