Özgener haklı

Antalya’da devam eden Pro-Lisans kursuna ilişkin tartışmalar Rıdvan Dilmen’in Mahmut Özgener’in sözlerine tavır alıp kursu bırakmasıyla gündemde yer bulsa da, Ercan abiyle (Güven) Özgener’in yaptığı konuşmada benim takıldığım nokta başka.
Aslında Rıdvan Dilmen’in kampı terk etmesi değil orada bulunması bile tartışma konusu ama, benim için öncelik örgütlü toplumda. Antalya’daki teknik direktörlerden bir heyetin gelip Özgener’e, ‘Milli takıma yabancı alınmasın’ diyeceği söylentilerinden hareketle başkan, “Kariyerleri açısından en önemli fırsatı yarattığımız kursta oturup bu konulara giriyorlar. Federasyona örgütlü baskı yapmak kimin haddine?” “Yollasınlar bana bir heyet de cevabını alsınlar!” demiş.
İşte bu ifade bizim gerçeğimiz. Aslında, futboldaki sivil inisiyatife, taban birliklerine federasyonların bakış açısının belgelenmiş hali...
Maalesef futboldaki tüm sivil toplum örgütleri, federasyondan sağlayacakları küçük kaynaklar ve statüler uğruna büyük ödünler verip, gerçekten ‘örgütlü’ ve ‘ideal’ birlik olamazlarsa böyle tepki alırlar... Başkanın kastı taban birlikleri olmasa da, örgütlü baskı yapmak kimin haddine! Mesela TÜFAD’ın haddine! (Yani hayalimizdeki TÜFAD’ın!)
TÜFAD yaptığı işe inansa, antrenörleri için orada olsa, her antrenörün cebinden 15 milyar vererek bu kursa kabulüne itiraz eder, rakamı en alt seviyeye çektirirdi. Hatta medya aracılığı ile kamuoyu yaratıp milyonlarca liralık sponsor kaynağı yaratan federasyonun kurstan ücret almamasını sağlardı. Onlar hocalarının verdiği parayı indirtmek yerine, kendilerine 2 bin 500 TL pay kapıyor!
Onlar federasyon başkanının inisiyatifiyle kursa katılan insanlar varken, güncellemeye can atan ve hak eden insanlar için münakaşa etmiyor. Yücel İldiz ne mutlu ki orada, Hüsnü Özkara da, Fuat Yaman da orada olmalıydı değil mi? Başka bir koşul zorlayan (!) olsaydı Yücel hoca da olmayacaktı! Başkan ve tüm başkanlar üzerlerinde örgütlü ve haklı hiçbir baskı olmadığı için Dilmen ve Dilmen’ler lehine inisiyatif kullanıyor, örgütler sessiz kaldığı için de böyle meydan okuyor...
Özgener federasyonunun fahiş kurs ücretlerinde bundan sonra kursiyerler lehine anlamlı bir indirim yapacağına eminim ama sözüm sizedir taban birlikleri; Keşke medyadaki hassas birkaç insanın uyarısı ve federasyonun hassasiyeti değil, sizin örgütlü bir tavrınız, hak arayışınız bir konuda sonuç getirseydi! Hak aramayıp mış gibi yapanlar, ulufeyi alır, lafını yer oturur...
Haberin Devamı ›
*****
Adnan Türkkan’la icraatın içinden!
Tahkim Kurulu futbolda bu ülkenin en üstteki yargı organı. Milyonlarca dolarla tarif edilebilecek sonuçlar doğuran pek çok dosyayı karara bağlayıp, görünmez olmayı başarabiliyorlar!
İletişimsizlikleriyle haklarındaki yargının olumsuz olmasına bir anlamda destek veriyorlar...
Hayati ve çoktartışılan kararlar verdiler bu sene. Ankaraspor’u küme düşürmekten hakemin görüş alanında gerçekleşmiş bir eyleme televizyon görüntüsüyle ceza vermeye, Türk futbolcuyla (Aurelio) Türk kulübün çift taraflı opsiyonunu tanımayıp serbest kalışına.
Kamuoyu ve kulüpler gerekçe öğrenemediği için kararlar bazen ‘taraflı’ bulunuyor, benzer dosyalarda farklı kararlar çıktığında kurul, dolayısıyla federasyon, hatta direkt Özgener hedef oluyor.
Yeni polemikler kapıda. Mesela Semih, Fenerbahçe’nin kullandığı opsiyon hakkını tanımayınca serbest kalacak mı? Bence tüm Türk futbolcular Tahkim’in verdiği karar sonrası opsiyonlarını tanımama hakkına sahipler... Anlatmalı. “Anlatmam, dava konusu hakkında konuşmam” diyemez. Durumu semih’le aynı diğer futbolcular hak ve sorumluluklarını nereden öğrenecek?
Fenerbahçe Galatasaray maçından sonra evrensel birkaç kuralın çiğnendiği gerekçesiyle Tahkim kararını hedef alan, “Adalet bunun neresinde?” diye bir yazı yazmıştım, Türkkan’la karşılaştığımda da yazılmamak kaydıyla “Baştan sona adil bir karar” olduğu cevabını almıştım.
Başkanın prensipleri var, medyatik olmayı sevmiyor! Ancak toplum bilgilendirilmeyi bekliyor. Geçen ay mesela Türkkan’ın verdiği bir karara takıldım. Kırmızı kart gördükten sonra bir de küfür eden Eskişehirli Doğa’nın cezası Tahkim’de 6’ya 1 onandı. O oy da Türkkan’ın! Başkan kurul üyelerinin kararına muhalefet şerhi koymuş! Basit bir disiplin cezasında tüm üyeler kararı onarken, başkan “ceza düşmeli” demiş! Hangi küfür, hangi koşulda edilirse ceza düşer mesela biz bunu öğrenemiyoruz! Dolayısıyla futbolcular da öğrenemiyor. Kimse öğrenemediği için o bir oya kimi insanlar “acayip acayip” anlamlar yüklüyor!
Türkkan kamuoyunun bilgiye açlığı üst düzeye çıktığı zaman yapmayı planladığı basın toplantısını yapmalı. Eğitim semineri niyetine... Hesap vermek değil, bilgilendirmek için... Biz gazeteciler ona sorular sorarız, o da içtihat oluşturacak nitelikteki kararların ne anlama geldiğini anlatır. O yapmazsa kim yapacak ? Bu toplum, Tahkim’in kararlarını, hatta Tahkim’in kendisini, kerameti kendinden menkul birkaç yorumcunun o gün aklına gelen eleştirilerine göre değil Türkkan’ın hukuk temelli bilgilendirmesine göre yapmalı... Bekliyoruz...