Arama

Popüler aramalar

Suni çim, suni futbol!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Felaket bir oyundan, harika bir sonuçla çıktı Fenerbahçe. Oynanan futbola bakınca Şampiyonlar Ligi ön eleme değil de, ağırlık antrenmanından sonra yapılan ceza maçı gibiydi. Yenilen golün dışında verilen 10 pozisyona rağmen 3 kere rakip kaleye gidip berabere kaldılar ki, başarıdır.

Stoch’la başlayıp Emre’nin şutuyla gol olan pozisyon olmasa Fenerbahçe skora ve oyuna nasıl tutunacaktı bilinmez. 4. dakikada atılan golden, Emre’nin şutla rakip kaleyi tehdit ettiği 27. dakikaya kadar Young Boys basit ama çok çabuk oynayarak, sahanın tümünü kullanarak Fenerbahçe’nin bütün eksiklerini açığa çıkardı. Kötü kafa vuruşları, direğe takılan şutlar hep Fenerbahçe’nin şansıydı. Takım hücumu da, savunması da felaketti. Bilica, Bekir, Önder’li savunma ve Christian içler acısıydı. Santos, Stoch kendisine yardım etmediği için Sutter ve Degen ikilisinin atak geliştirdiği kanatta çaresiz kaldı. Kocaman da ciddi risk aldı. Takım her hattıyla çökmüşken Selçuk daha 30'da oyuna alınmalıydı.

Mükemmel kurtarışlarıyla yine büyüyen Volkan, Stoch, iki gol pası veren Gökhan ve biraz da Emre dışında vasatına dahi yaklaşmayan futbolculardan kurulu bir takım.

Kazım’ın sorumsuzluğu Fenerbahçe’ye yaradı! Birincisi herkes bir daha anladı ki, Kazım güvenilecek olgunlukta bir futbolcu değil. İkincisi, “mış” gibi, hücum ediyormuş gibi, savunma yapıyormuş gibi yapan takım verdiği onca pozisyondan sonra Galatasaray'la yaptığı “dostluk” maçında olduğu gibi savunmaya yerleşti ve ilk yarıdan daha az pozisyon verdi.

Lugano, Gökhan, Özer, Dia, santrfor gelecek ve dün gece oynayanların bazıları kulübeyi dahi göremeyecek. Eğer, Fenerbahçe oyunu önde oynayacaksa, Bilica’dan çabuk bir stoper de lazım!

Sezonun en güzel çalımını Stoch’u Galatasaray’ın elinden alarak yapmış Fenerbahçe… Şuuru yerinde olan, kazandığı her topta önce geride adam aramayan, öne ve çabuk oynayan, adam eksilten, alan değiştiren, şut atan bir oyuncu. Takım savunmasına katkısı yetersizdi, onu da yaparsa geldiği kulübe döner ki; banko da oynar!

Bütün bu olumsuzluklara rağmen Aykut Kocaman’ın takımını beklemek de gerek. Daha temmuzdayız. Fiziksel olarak fit duruma gelmeleri için daha en az bir ay lazım. İlk 11’de oynayabilecek 6 oyuncu dışarıda. Hepsi dönecekler, bol tekrarla felsefeyi çözecekler. Sonra da izlenir bir takım olacaklar. İlk maçtan umutsuzluğa kapılmamak, baskı da yaratmamak lazım...