Teknik adam eseri

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe’yi futbolsuzluğa, futbolcuları alternatifsizliğe mahkum eden Daum, yürümeyi tercih eden sporcuları yanında değil sahada tutunca Fenerbahçe liderliği kaybetti. Bu analiz Fenerbahçe cephesine bakınca yapılanı... Alex yürüyor, veteran futbolcu gibi, sade vatandaş gibi! Koşmuyor, yerine getirmediği en basit fonksiyonla Appiah, Aurelio ve Tuncay’ı agresif rakipleriyle ekstra boğuşmaya, ekstra efor sarfetmeye mahkum ediyor. Alex seyrediyor, Daum seyrediyor, biz de seyrediyoruz... Daum’un beğenmediği Selçuk, Kemal ve Mehmet Yozgatlı da seyrediyor! Kadroya alınmayan Olcan muhtemelen televizyon başında izliyor... Büyük mücadele ve fedekarlıkla alınan Servet ve Deniz de Luciano’yu seyrediyor... Hepsi biliyor ki, bir sakatlık ya da kart cezası olmazsa hep arkadaşları oynayacak, onlar bakacak! Yabancı yıldızların kulübeye alınmaması, Daum’un bel bağladığı adamların vurdumduymaz davranması ve yine her koşulda onların oynatılması herkesin performansının düşmesine neden oluyor. Maçta bu kadar mücadele eden, antrenmanda neler yapıyordur kim bilir?Daum Türkiye’nin en alternatifli takımını, en alternatifsiz takım haline getirmenin bedelini camiaya ödetiyor, Fenerbahçe taraftarına şu an için bir tek teselli kalıyor: Örneklerimiz de dünya markası, Real Madrid’in durumu bizden de kötü...Ertuğrul Sağlam... Daum harika, bizim teknik direktörlerimiz vasıfsız ya, onlardan biri o da... Sırtını futboldan kazandığı şöhrete bağlamamış, akademiyi bitirmiş, tezler hazırlamış, çok çalışmış, çalıştırmış... Süleyman Hurma ve Mutlu Topçu ile çıktığı yolda kulübüne anormal paralar harcatmamış. Hem mücadele etmek, hem de oynamak üzerine sistem geliştirmiş. Kulübün tüm profesyonel futbolculara ödediği bonservis, transfer taksitleri, primleri, kamp ücretleri, uçak-otel vs. Anelka’nın Fenerbahçe’den aldığı kadar! Fenerbahçe’liler 6 yabancı ve toplam 183 kez A, 81 kez ümit milli olmuş Türk futbolcularla oynarken, Sağlam’ın 3 kez A milli olmuş 3, 36 kez ümit milli formayı giymiş 2 futbolcusu ile 3 de yabancısı var... Biri Fenerbahçe’nin gönderdiği Johnson, diğeri İstanbulspor’dan alınan Yordanov, diğeri kaleci İvankov...Yani mesele kadroda değil hocada. Birisi toplama futbolculardan bir takım yaratıyor, diğeri kadrodaki milli futbolcuları örseliyor, yok ediyor... Fenerbahçe öyle güçlü bir marka ki, çok nitelikli olmayan bir hocayla da şampiyon olabilirdi. Aynı son 2 senede olduğu gibi... Artık olamayabilirler...Fenerbahçe’den çok eksiği, çok önemli iki de fazlası olan Galatasaray kovaladı, kovaladı ve sonunda liderliği de yakaladı... Yönetim kurulu üyelerinin başkana ve kulübe katkısı yok, tek seslilik yok, stad yok, para yok, bu hafta sayılmazsa taraftar desteği yok, ancak çok soğukkanlı (sıcakkanlı) bir teknik direktörleri ve futbolcuların birbirini sevmesi var... Herkes mücadele ediyor, didiniyor, sorumluluk ve risk alıyor. Daum A milli bir çok oyuncusuna güvenmezken, Gerets PAF takımındaki oyunculara korkmadan forma veriyor... Yine çok iyi olmasalar da, iştahlı, kararlı mücadelelerinin karşılığını Samsun’dan 3 puanla aldılar. Gerets’in, 3 forvetle başlamanın hücum zenginliğini düşürdüğünü bir kez daha gördüğü maçta, Necati’nin 2 ve İliç’in golü Samsun’u geçmeye yetti, ancak Necati’nin kornerden gelen topa olduğu yerden sıçrayarak vurduğu kafa savunma oyuncularımızın pozisyon bilgisinin ne olduğunu bir kez daha gösterdi! Galatasaraylılar belki şampiyon olamazlar ama şampiyon gibi alkışlanmaya çoktan hak kazandılar...Beşiktaş ise Fenerbahçe maçında oynadığı kadar iyi oynamasa, o kadar iyi mücadele etmese de Ankaraspor’u hazırlanışı ya da yapılışı mükemmel 3 golle geçmeyi başardı. Son 57 lig maçında 45 futbolcu kullanan Siyah-Beyazlılar, uzun zaman sonra ilk kez üstüste 2 maça aynı kadroyla çıktılar. Goller güzeldi, ancak kirlilikten ve küfürden uzak bir stadyum mükemmeldi. Trabzonspor çok tempolu oynayan Vestel Manisa’dan altın 3 puan çıkarttı. Galatasaray maçında olduğu gibi Trabzon maçında da ilk dakikada yenen gol Yanal’ın öğrencilerine defans konsantrasyonunun ilk dakikada başlayacağını öğretmiştir. Bordo-Mavililer çok iyi oynamadı. Ancak onlar için kötü olan çok kritik bir oyuncu olan Yattara’nın kendini attırmasıydı. Bir Fatih olmuyor, bir Yattara... Galatasaray maçı öncesi büyük kayıp...Gençlerbirliği ve Konya’nın yukarıya yürüyüşü sürdü. Sivasspor. Erciyes’i sürklase ederek, Ankaragücü moralsiz Diyarbakır’ı 5 golle geçerek, Gaziantepspor neredeyse bir yıl sonra evinde galip gelerek nefeslendi... Diyarbakırspor’un kurtulması zor gözüküyor. Kazanacakları bir maçla, rakipleri kaybetse dahi düşme hattından çıkamayacak Samsunspor ve Malatyaspor’u çok zor günler bekliyor... Zira güçlü rakiplerin dışında, her zaman aleyhlerine tecelli eden hakem tercihleri var!