Arama

Popüler aramalar

Vasatlar imparatorluğu

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

İki kulüp de Türkiye’nin sosyal anlamda en önde gelen spor kulüpleri...

Rekabeti bıraktılar, düşmanlığa başladılar.

Seviyeyi süratle daha aşağı çekiyorlar.

Tahliyelerin ardından tartışmaları, Fatih Terim’in, “Millet devre arasında 20 milyonluk transfer yaptı. Biz 250 bin Euro’luk Necati’yi aldık” sözlerinin medyaya sızması başlatmış.

Sataşma kabul ettiği ifadeye yanıt veren Ali Yıldırım’ın, “Lutfi Arıboğan, Galatasaray’ın en büyük transferi.

Uçurur, dikkat etsin kendisi uçmasın” demesi, Adnan Öztürk’e yeni bir fırsat yarattı.

Cevap hakkını ‘kamu spotu’ olarak kullanan Öztürk, çok can acıtıcı bir teşbihle tarlaları hatırlattı ve çiftçilere, “Anızları yakmayın” çağrısı yaptı.

Cevap hakkı sırası Tolga Aytöre’deydi. “Biz tarlalarla ilgilenmiyoruz, hasat sonunda kasasından 1 milyon Dolar açık veren çiftçiyle ilgileniyoruz” dedi.

Aziz Yıldırım, “Biz şike yapmadık” derken, güvendikleri yargının kimi mensuplarını ahlâksızlıkla, Galatasaray’ı 2 mektup ve bir köşe yazısına dayandırarak şike yapmak ve teşvik primi vermekle suçladı.
Galatasaray resmi sitesinden, Fenerbahçe Genel Kurul Üyeleri’nin oyuyla seçilen ve camiasından büyük destek alan Aziz Yıldırım’ı, camiasını lekeleyen başkan olarak bundan sonra tanımayacaklarını açıkladı.
Fenerbahçe resmi sitesinden, “Biz dostuz, ama Galatasaray’ın bu dolandırıcı yönetimi, ülke kurumlarını çiğneyip yabancılarla işbirliği yapan insanlardır” cevabını verdi.

Hepsi son 5 günün işi...

Yaklaşık 90 sene şahane giden rekabet ve dostluk, sporseverlik, zerafet duygusundan uzak adamlar yüzünden düşmanlık noktasına geldi.

Türkiye’deki diğer neredeyse tüm kulüplerin ‘model’ aldığı yöneticiler bunlar.

Aldıkları mirası da Türk sporunu da yerle bir ediyorlar!

Kulüplerine çağ atlattıklarını anlatmasınlar, bu kulüpleri büyük kılan şeyler maddi güçleri değildir!
Ne kadar taraftara sahip oldukları da değildir. Kaldı ki, kulüplerin bu kadar taraftar sayısına ulaşmasını sağlayan da bu yönetimler değildir.

Misyonlarıdır...

Aralarında holding sahibi olan var, ceo olan var, siyaset yapmış olan var, çiftçi var, balıkçı var, otomobilci var. Spor adamı mumla aranıyor...

Ne Galatasaray taraftarları Galatasaray Yönetimi’ne ne de Fenerbahçe taraftarı Fenerbahçe Yönetimi’ne; “Durun”, “Terbiyenizi takının”, “Kulübümüze, tarihimize yakışır şekilde rakibimize sevgi ve saygıyla davranın” diyor.

Ne dram... Bu büyük kulüplerin yöneticileri, fanatizmi iliklerine kadar holiganlık sınırında yaşayan taraftarlarından alkış almak için kim bilir daha neler yapacaklar?
Göreceğiz...

Fenerbahçe eşit paylaşım ister


Aziz Yıldırım’ın, “Bizi para paylaşımında hatırlamayın yalnızca. Pissek havuzdan atın” çağrısı, “Havuzdan çekiliriz” olarak algılandı. Galatasaray’ın umrunda olmadı. Trabzonspor “Daha fazla kazanırız” diye konuştu. Beşiktaş’tan çıt çıkmadı.

Anadolu kulüpleri gelirlerinin en önemli kaleminin yok olup gitmemesi için hemen kol kola girecektir.
Kulüpler Birliği’nin gündemlerinden birisi zaten 4 büyük kulübün havuzdan aldığı yaklaşık 60 milyon liranın eşit paylaşım, galibiyet primi ve sezon sonu başarı ödülüne verilmesini istediğini biliyoruz.
Aziz Yıldırım’ın konuşmalarından en kırgın ve kızgın olduğu iki kulübün Galatasaray ve Trabzonspor olduğu da ortada. Kızdıklarını zayıflatıp, bütçesi dar olanları mutlu etmeye çalışmak her anlamda fayda sağlayacaktır.

Aziz Yıldırım ilk Kulüpler Birliği toplantısında sitemlerini yönelttikten sonra, “Biz eşit paylaşım ve güncel başarıya ödül fikrini destekliyoruz” derse, şaşırmam.

Göreceğiz...