Aslan pençeleri
Haberin Devamı ›
Hani çok bilinen bir özdeyişimiz vardır; ‘Bir musibet, bin nasihatten iyidir’ şeklinde... O misal; Rijkaard’ın takım tertibinde doğruyu bulması için Fenerbahçe musibetinin başına gelmesi gerekiyormuş. Aslına bakılırsa sezon başından beri bir kısmını şansıyla atlattığı pek çok musibetle karşı karşıya kaldı Galatasaray... Lakin hiç birinden ders alınmadı. Demek ki her sezonda olduğu gibi bu yıl da bir ‘Kadıköy Travması’ lazımmış! Hollandalı teknik adamın bu sezon ilk kez rotasyona gitmemesi ve üst üste iki resmi maçta aynı kadroyla sahaya çıkması dersini aldığını gösteriyor. Orta alanı Sivas maçından sonra yine Mehmet Topal, Mustafa Sarp ve Barış Özbek gibi fizik gücü ve kondisyonu yüksek, pres özelliği olan savaşçı oyunculardan kuran Rijkaard’ın bu hamlesi sonucu Galatasaray, dün gece de Dinamo Bükreş’e maç boyu pozisyon vermedi. Bu durum bir bakıma eleştirilen Galatasaray savunmasının da aslında o kadar kötü olmadığını ortaya koydu. Her biri rakibi hırpalayan birer ‘Aslan Pençesi’ olan orta alan oyuncularından müthiş bir destek alan Servet-Gökhan-Sabri-Hakan dörtlüsü 180 dakikadır belki de en rahat maçlarını çıkardılar. Galatasaray’ın ideal 11’inin son iki maçta sahaya çıkan kadro olduğunu söylersek, pek abartmış sayılmayız. Burada Rijkaard’ı sıkıntıya sokacak olan Keita’nın durumudur. Fildişi Sahilli oyuncunun kimi keseceği doğrusu merak konusu. Kırılgan takımdan mücadeleci takıma geçiş yapan Galatasaray’da bu sisem içinde Arda ve Kewel gibi yaratıcı oyuncular da hünerlerini sergileme fırsatı bulurken, bir başka dikkat çekici nokta da takımın pas yüzdesinin oldukça yüksek düzeyde olmasıydı. Dün gece adeta top göremeyen Dinamo Bükreş’in ikinci yarıda sertliğe başvurmasının nedeni de buydu. Futbolun doğrularını sergileyen Galatasaray’ın bu kadro yapısı ve oyun anlayışıyla ligde ve Avrupa’da önü açık. Tek yapılması gereken etkili bir forvet oyuncusuyla takımın takviye edilmesi. Sanırım kısa zamanda o da gerçekleşecek.