Bu ne şiddet bu ne celal?

Haberin Devamı ›
Sivasspor maça anlaşılmaz bir gerginlik içinde başladı. Sahada futbol oynamak yerine tribünleri hakemin aleyhine tahrik etmek için elinden geleni yapan futbolcular vardı, ev sahibi Sivasspor’da... Balili gibi, Musa Kuş gibi, Hakkı Hocaoğlu gibi... Onlara Gençlerbirliği’nden Uğur Boral da ayak uydurunca, bir futbol müsabakasından çok gladyatör savaşına tanık olduk adeta... Birbirlerine acımasızca giren, dirsek atan, ağız dalaşı yapan, zaman zaman itişip kakışan futbolculara, çalınmayan düdüklerde yerde bir kaç takla atıp seyirciyi galeyana getirmek isteyenlerle, her geçen dakika kontrolü kaybederek ters kararlar veren ve yardımcılarıyla anlaşamayan hakem de eklenince, yine futbol yazamayacağız diye endişe etmeye başladık. Her iki takım adına da iyi niyetin olmadığı ilk 45 dakikada doğru dürüst bir pozisyon yaşanmazken, karşılıklı iki gol atılması, futbolun garip cilvelerinden olsa gerek. Gençlerbirliği’nin golünde Uğur Boral’ın klası ile topun çizgiyi geçtiğine hükmederek santraya koşan yan hakem Hakan Atilla Gökbilgin’in dikkati ve görüşü önemli rol oynadı.İkinci yarıda ise sahada futbol vardı. Sanki birileri soyunma odasında futbolcuların kulağını çekmişti! İki takım da atak bir futbol sergiledi. Tempo ve mücadele üst düzeydeydi. Ancak ne var ki, pozisyon zenginliği yoktu. Bunda en önemli etken, iki takımın defans oyuncularının başarısıydı. Sivasspor’da Kalla, Gençlerbirliği’nde Risp hatasız oynadılar. Zaten ilk yarıda sık sık yaşanan kargaşalarda bu iki futbolcu hep kenardaydı. Belli ki sadece futbol oynamaya çıkmışlardı. Sivasspor, sahaya alışılmışın dışında üç forvetle çıkmıştı. Önde Balili ile Da Silva, arkalarında da Musa Kuş. Lakin, her zaman “savunma futbolu oynatıyor” diye eleştirilen Lorant’ın bu düşüncesi dün işlemedi. Çünkü bu üç oyuncu savruk ve uyum içinde değildi. Zaten Balili sahada da değildi! Sivas Andersson’u çok aradı.Deplasmanların başarılı takımı Gençlerbirliği ise, tam kadro olmasına rağmen, geçmiş maçlardaki gibi etkili değildi. Sivasspor’un başarılı alan savunması karşısında fazla pozisyona giremediler. En büyük kozları Isaac, Kalla ile Hakkı’nın tatlı sert oyunu karşısında etkisizdi. Ayman’ın çalışkanlığı, Uğur Boral ile Mehmet Çakır’ın çabaları yenilgiyi önleyemedi.Onlar da daha sakin olmalı. Zira, her hakem, Uğur Boral ile Eren Aydın’ı sahada tutan dünkü Çetin Sarıgül gibi hoşgörülü olmaz!