Rıdvan'ın şeytanlığı!

Yıllardır ‘Fenerbahçe medyası’ diye bir tevatür ortalıkta dolaşır durur. Var mıdır, yok mudur? Gerçek midir, yalan mıdır? Bilinmez! Lakin, kimi zaman bunu haklı çıkaracak medya manüplasyonları da olmuyor değil... Fenerbahçe’yi koruyan, kollayan ya da çıkarlarına hizmet eden haber ve yorumlara zaman zaman rastlıyoruz.
Haberin Devamı ›
Süreç bazen de farklı bir şekilde işliyor. Başta Galatasaray olmak üzere Fenerbahçe’nin rakiplerine zarar verecek yalan, yanlış ya da abartılı haber ve yorumlar havada uçuşuyor. Bu durum genellikle şampiyonluk ya da transfer yarışının kızıştığı zamanlarda ortaya çıkıyor.
Hadi, ‘amigo yazarlar’ şeklinde kategorize edilen kerameti kendinden menkul bir takım yazar-çizer tayfasının tıynetini biliyoruz. Onlar ne yaparsa yapsın, ne söylerse söylesin dikkate alınmamaları gerektiğini geç de olsa öğrendik. Taraftar da böyle düşündüğü takdirde, bu söz konusu güruh, zaten doğal seleksiyona uğrayarak yok olup gidecektir.
Burada sorun aklı başında olanlar. Doğru, dürüst ve objektif olduklarını düşündüklerimiz. Her kulübe aynı mesafede durduklarını zannettiklerimiz. Yıllarca maskeyle dolaşanlar. Bizi kandıranlar. Fenerbahçe şike soruşturmasına uğradığından beri gerçek yüzleri ortaya çıkmaya başladı. Başta Rıdvan Dilmen olmak üzere... Benim de gerek futbolculuğuna, gerekse yorumculuğuna hayran olduğum Rıdvan Hoca, Fenerbahçe formasını sırtına öyle bir geçirdi ki, büyük bir şaşkınlıkla izliyoruz. Hatta iki kez şaşkınız, çünkü o forma zaten içindeymiş. Takım elbise ile kamufle ediyormuş. Ancak biz hep onun objektif olduğuna safça inandık.
Haberin Devamı ›
Eboue sahtekar öyle mi!
Onun Fenerbahçeli olduğunu elbette dünya alem biliyor. Ama Rıdvan Dilmen işini yaparken o formayı bir yana asmalı. Saygın bir televizyon kuruluşunda ondan beklenen budur. Asamıyorsa yoluna Fenerbahçe yorumcusu olarak devam etmeli.
Şu son Eboue olayı Rıdvan Dilmen’in geldiği noktayı çok iyi ortaya koyuyor. Sahaya yabancı madde yağdıranları değil de, başını elleriyle koruduğu için ‘sahtekar’ ilan ettiği Fildişili futbolcuyu taraftarı tahrik etmekle suçlaması, Rıdvan Dilmen’in adalet terazisinin ne denli şaştığının bir göstergesidir. Şiddete çanak tutması bir yana, Eboue Fenerbahçeli olsaydı meseleye bu şekilde bakmayacağını biliyoruz, çünkü yıllardır sahalarda terör estiren Volkan ve Emre’ye gıkı çıkmıyor.
İş sahtekarlıktan açılmışken, önceki gece Lig TV’de İsmail Kartal’ın aktardığı bir olayla yazıyı noktalayalım:
“Yıllar önce oynanan bir Galatasaray maçında Yusuf Altuntaş bana biraz dokundu. Ben de kendimi yere attım. Rıdvan yanıma geldi. Bir şeyin var mı, diye sordu. Yok, dedim. Hakem geliyor, kalkma sakın diye tembihledi. Hakem Erman Toroğlu’ydu. Yanımıza geldiğinde Erman Hoca’ya benim yumruk yediğimi, hatta kafamın kanadığını dahi söyledi. Erman Hoca da Yusuf’a kırmızı kart gösterdi.”
İşte böyle sevgili okurlar. Üzerine yabancı madde yağan Eboue’yi sahtekar diyerek yerden yere vuran adam bu. Allah’ın sopası yok işte...