2016'da Trabzon neden yok?
Haberin Devamı ›
Türkiye, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’na talip oluyor ya... İlgili komite, 8 kentte tam 9 stat belirlemiş. Hem de ne belirleme! Hadi Kadıköy konusunda köprü-möprü sendromlarını anladık diyelim. Konumuyla dünyanın en güzel stadı olan İnönü de ortalarda yok. Terbiyem gereği yalnızca ‘yuh’ diyorum! Oylama Mayıs 2010’da yapılacak. Türkiye kazandığı taktirde de önünde dolu dolu 6, hadi bilemedin 5,5 yıl gibi bir hazırlık süresi var. Onay alınırsa İzmir, Konya, Antalya, Bursa, Eskişehir ve Ankara’da yeni statlar yapılacak, ayrıca bu şehirlerde altyapı, ulaşım ve konaklama konusunda da büyük yatırımlar gerçekleşecek.
Bakan Özak Trabzonlu ama...
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak Trabzonlu ama Trabzon gibi bir futbol şehri (o da kerhen) ‘yedek’ listesinde; Şanlıurfa ve Adana ile birlikte... Neden böyle Sayın Özak? Tarafsız ve şirin görünmek için bu manevi cinayete, bu saygısızlığa nasıl alet oldunuz?
Şehrin gördüğü ve görebileceği ve yakalayıp yakalayabileceği en büyük yatırım, en büyük fırsat olacaktı bu belki de? 3 büyüklerin hegemonyasını kırıp, yokluklar içinde 6 şampiyonluk yaşamış bir şehir bu aşağılamaya mı layıktı? Şehrin, halkın ve takımın çehresini, algısını, tüm vizyonunu değiştirecek yatırımın ‘olasılığını’ bile çok mu gördünüz?
O şehir meclise gönderdi
Ortada fol da yumurta da yok ama bu tavır çok yaralayıcı... Trabzon ne çektiyse bu zihniyetlerden çekiyor zaten. Ulusoy döneminde de aynı şeyi yaşadı. Malum zat da Galatasaray kongre üyesiydi. Düzeni ve düzeneği bile bile, göre göre zokayı yuttu. Birilerinin yörüngesinde başka yerlere tavır aldı, aldırıldı, açıkça kullanıldı. Kendinden ve kimliğinden uzak düşürüldü. Sayın Özak orası ‘Kuzey Karalahana’ eyaleti değil Trabzon. Doğup büyüdüğünüz, sizi Meclis’e gönderen, futbolla yatıp futbolla kalkan coğrafya. O takım da futbol oynayıp, yöneticilik yaptığınız bir takım. Herhalde ‘pozitif’ ayrımcılığı hak eden tek iklim. Ne siyaseten, ne de hemşehricilik ilkelliğiyle; sadece futbol geçmişi bunun için yeter de artar bile! Kimse kusura bakmasın da, futbol konusunda o şehirlerle aynı kefeye konulması bile ağır hakarettir. Ötesi hikaye!
Yanlış değerler peşinde
Şimdilerde değişse bile, uzun yıllar Fenerbahçe nefretiyle oyalanıp duran şehir ne zaman uyanır, ne zaman görkemli günlerine kavuşur biliyor musunuz? Her maçın o Fenerbahçe maçı kadar önemli olduğunu kavradığı zaman. Yani İsmail Türüt’lerin peşine takılmayı bırakıp, Fuat Saka’nın, Volkan Konak’ın, Nahit Genç’in, Sunay Akın’ın, Kâzım Koyuncu’nun, Maçkalı Hasan’ın felsefesini ve değerini anladığı zaman! Yani gerçek yörüngesine oturup, yeniden kendisi olabildiğinde... Asıl rövanşın kendisiyle olduğunu anladığında!
Kendi başrolüne soyunmazsa, bu devranın ‘yedeği’ sıfatıyla dövünür, avunur gider!