Arama

Popüler aramalar

Adresi: Metris

Abone OlGoogle News

Fenerbahçe’ye tarihinin en ağır lekesi çalındığında kalemlerinden pislik kusanlar, ekranda böğüre böğüre linç naraları atanlar nerede? Dilleri nereye kaçtı, neden sustular?

3 Temmuz sürecinde ‘F Tipi’ polislerin ellerine tutuşturduğu metinleri canlı yayında edindikleri ‘haber’miş gibi okuyan ekran bülbülleri nereye kayboldular?

Fenerbahçe’ye ve Aziz Yıldırım’a bu zulmü yapanlar, A’dan Z’ye bugün Başbakan Erdoğan’ın “Kirli çete, kumpas, tuzak, çirkin örgüt, haşhaşi” diye tarif ettikleri adamların bizzat kendileri... “Delil üretmek, yetkisini aşmak, yasa dışı dinleme yapmak”la suçlanan operasyonel kadronun tamamının Pensilvanya bağlantılı olup, ezici kısmının da aynı takım sempatizanı olması da sadece ilahi bir “Tesadüf” olsa gerek. Öyle kaotik “Algı” kirliliği yaratıldı ki; başkasının ruhsatlı silahı bile Aziz Yıldırım’ın ruhsatsız silahı gibi kurgulanıp görüntülü halde medyaya servis edildi. Tıpkı Ergenekon’da ve Balyoz’da yapılanlar gibi... “Yargı’nın İmamı, Emniyet’in İmamı” yapısı deşifre edilirken, Yargıtay’daki bazı dosyaların “Ne karar verelim” diye Pensilvanya’ya götürüldüğü de ortalara saçıldı. Bunu eski Adalet Bakanı söylüyor “Delili de elimde” diyerek.

Aziz Yıldırım’a daha adı soyadı bile sorulmadan, sağlık muayenesi sevk evrakında adresi hanesine “Metris” yazmıştı o polisler. Ama bu “Sehven” değil, bilerek, isteyerek “Taammüden” yapılmıştı. Çünkü bunu yapanlar sonucunu da biliyorlardı. Daha gözaltına alınmadan sorgulama, yargılama yapılmış, hüküm verilmiş, kalem de kırılmıştı.

Eski İçişleri Bakanı kendi emrinde olması gereken polisi “Delil üretmek” ile suçluyor. Konuşmalarda “Kes yapıştır” yapıldığını, alakasız konuşmanın alakasız bir başka konuşmayla tek konuşmaymış gibi dosyaya konulduğunu söylüyordu. Eminim bunu da hatırlamışsınızdır.

Aziz Yıldırım mahkemede herhalde en az 10-15 kere “O tapeleri dinletin, bütün Türkiye duysun” diye haykırdı. Ancak mahkeme gargaraya getirip o haykırışı hep boğdu. O da alakasız konuşmaların “kes yapıştır” yöntemiyle birbirine eklendiğini ve suç varmış algısı yaratıldığını söylüyordu.

Haberin Devamı

Ve bir diğer konu. Bir bakan diyor ki, “Madem orada rüşvet için para alış verişi vardı, neden suçüstü yapmadın kardeşim. Polisin suça göz yumması da suçtur!” Eh, naçizane bin kere yazıp dile getirdim ama cinnet kutlamalarının arasında davulcu yellenmesi kadar bile ses çıkarmadı.

3 Temmuz Operasyonunu tezgahlayanlar ile 17 Aralık darbesini tezgahlayanlar aynı kişiler, aynı isimler, hepsinin ortak noktası kıblelerinin Pensilvanya olması... Taparcasına biat ettikleri şahsiyete ülkenin Başbakanı, “Taşeron örgüt lideri” diyor.

Fenerbahçeliler bu süreci herkesten daha dikkatli ve keyifle izliyor. Devlet içindeki çete tam anlamıyla çökertildiğinde görün bakın daha neler ortaya çıkacak!

“Puan farkı” geyiği


Fenerbahçe bu puan farkı geyiğinden bir an önce vazgeçmez, bu yöndeki zokalara sazan gibi atlayıp cevap yetiştirmeye çalışırsa şimdiden geçmiş olsun.

Bu kelimenin sezon bitene kadar yönetimde ve futbolcular arasında kesinlikle yasaklanması lazım. Çünkü puan farkı dediğin şey palavra... Daha dünyanın maçı var.

Üstelik Fenerbahçe bütün büyük maçlarını deplasmanda oynayacak. Ligin dişli ekipleriyle de deplasmanda karşılaşacak. 3 maçta her şey allak bullak bir anda ne olduğunu şaşırırsın, çırpındıkça daha da
dibe gidersin.

Şurası kesin; Fenerbahçe için ikinci yarıdan itibaren her maç bir derbi, her maç bir final. Eğer her maça şampiyonluk maçıymış gibi hırsla asılmazlarsa büyük bir hüsran daha kapıda demektir. Daha önce örnekleri var da oradan biliyorum.

Bu bir uyarı değil, sadece hatırlatma!

Galatasaray’ı kim şampiyon yaptı?
Ünal Aysal mı, Fatih Terim mi, Muslera mı, Burak mı, Drogba mı? Ben açık açık söylüyorum bunların hiçbiri değil. Galatasaray’ı şampiyon yapan bugün Başbakan Erdoğan’ın “Devlet içinde çete” dediği o yapıdır. Fenerbahçe’ye o kumpas kurulmasaydı bu ülkede en az 4-5 yıl kimse kimseyi şampiyon yapamazdı. Tabii ki Fenerbahçe kendi ayağına dolanma hastalığına kapılmadığı sürece...

Herkesin aklında kalan çok önemli simge bir görüntü var. Galatasaray-Fenerbahçe arasındaki neredeyse şampiyonluk maçını savcı Zekeriya Öz de locadan keyifle izliyordu.

Herhalde “Galatasaray’ı kim şampiyon yaptı” kavgası Zekeriya Bey’e inanılmaz derecede absürd ve komik geliyordur. En doğru yanıt kendisinde çünkü...

Haberin Devamı