Aynı nakarat!

Haberin Devamı ›
Sayın Ulusoy koltuğa bir yapıştı, pir yapıştı. Militanlaşmış destekçileri bile çoktan sırtını döndü ama o gitmemekte kararlı. Yasaya dolaylı yoldan meydan okuyarak, hukuk oyunlarıyla Genel Kurul’u ertelemenin, ötelemenin yolu yapılıyor.
Bir yandan da delegelere şirin gözükmek için bütün kulüp başkanlarının Avrupa Şampiyonası’na davet edileceği, kamuoyuna şirin görünmek için de her ilçeden 1 kişinin götürüleceği açıklanıyor. Yani 850 ilçe, 850 kişi demek. Düşünce ilk bakışta güzel gelebilir de, niyet ne acaba?
Biz bu filmi Japonya-Güney Kore Dünya Kupası finallerinde görmedik mi? Özel uçaklar, milletvekilleri, delegeler, federasyon ve kulüplerin paralarıyla yapılan ‘ikbal’ hovardalıkları. Şimdi aynı senaryo bir kez daha sahnede. Ancak ‘etikçi’ Türk basını, Lütfi Arıboğan’ın yaptığı bu açıklamayı ve içeriğini ‘pas’ geçiyor nedense...
Bu bıkkınlık veren komediye daha kaç perde tahammül edilecek bilmem. Güya hükümete ve futbola siyaset bulaştıranlara karşı ‘aslanlar’ gibi direnen bir figür. Vatan, millet, milli forma ve Türk futboluna çağ atlatmak dışında hiçbir kavgası olmayan kahraman bir kimlik. Güya asla koltuk kavgası değil bu. Güya ‘vatan öyle değil böyle sevilir’ kursu.
Adı üstünde, federasyon bu. Kulüplerin oluşturduğu bir yapı. Yani futbolun asıl sahibi olan kulüplerin vekaletiyle oluşan bir üst çatı. Orada kulüplere rağmen nasıl durabilirsiniz? Aslında kimlere direniyorsunuz? Siyaset derseniz, dizinin dibinden ayrılmadığınız, en büyük destekçileriniz Mesut Yılmaz ve Mehmet Ağar’ı hatırlatmazlar mı size? Aynı takımı tutmanız da tamamen ‘tesadüf’ olmalı.
Artık futbol kamuoyunu da, kulüpleri de ‘aptal’ yerine koymaktan vazgeçin de, avanenizle birlikte düşün futbolun yakasından. Milli forma bile sizin dönemizde tartışılır hale gelmedi mi?
Türk futbolunun ve kulüplerin keyfiyet esaslı, ulufe düzeninden bir an önce kurtulması şart. Suya sabuna dokunmayan Sayın Şenes Erzik, Türk futbolunun kurtuluşunu, temsil etmekten daha fazla önemseyip, elini taşın altına soksaydı, bugün bambaşka noktalarda olabilirdik. Ancak Ulusoy’daki cesaretin onda biri bile kendisinde yok.
Adalet ve eşitlik duygusunun tamamen ortadan kalktığı futbol düzeni, şiddet ve nefret eksenine oturtuldu. Kimi melül melül bakıyor, kimi de aval aval izliyor.
Hiç inancım yok ama Allah yine de sonumuzu hayır etsin!