Çok sarfiyat az ışık
Haberin Devamı ›
Fenerbahçe’nin en büyük sorunu elindeki öldürücü silahlara rağmen hiçbir rakibi korkutamaması, sindirememesi, oyununu ve üstünlüğünü kabul ettirememesi.. Adam ve alan paylaşımında yaptığı komik hatalar yüzünden kendinden korkan rakipleri de cesaretlendirmesi..
Sadece Alex’in değil, a’dan z’ye tüm camianın kafası karışık. Karışık demek yetmez; karma karışık. İlk kez bu kadar diri ve istekli başladı bir maça... Maç boyunca da diri kaldı. Buraya kadar tamam. Çok koştu, çok çabaladı buna da tamam. Peki kaç pozisyon üretebildi, kaç organize atak yapabildi, kaç ribaunt top toplayabildi? Ya da şöyle soralım bu kadar efora rağmen, Sivasspor ile arasında kalite ve üretkenlik açısından ne kadar fark vardı?
Fenerbahçe gücünü efektif kullanamıyor, doğru koşular yapamıyor, doğru yardımlaşamıyor. Yırtıcı ve yıpratıcı bir kararlılık sergileyemiyor. Üç pas üst üste yapamıyor,
debelenip duruyor. Hal böyle olunca hem fazladan yoruluyor hem daha çabuk demoralize oluyor. Bu takımda orta saha yok. İştah yok, coşku yok, organizasyon yok. Ateşleyicisi ve isyancısı yok.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi nereden ve nasıl ortaya çıktıysa bir de havadan oynama illeti başladı. Sanki ileri uçta oynayanlar şakır şakır kafa topu toplayan adamlarmış gibi... Varsa yoksa şişir ileri... Bir yere varmayan merdiven misali...
Ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum ve de anlamıyorum. Fenerbahçe kendini kısır bir döngünün ve çıkmaz bir sokağın içine soktu. Hem de hiç olmaması gereken bir zamanda ve tarihi kadar önemli bir süreçte... Mevcut görüntüsüyle de sadece şampiyonluktaki rakipleri için umut olabilir, sadece onların yüzünü güldürebilir. Galatasaray Başkanı Aysal “Sezon sonunda çok büyük puan farkıyla şampiyon oluruz” sözünü bu kadar kolay ve gözleri ışıldayarak sarf ederken kendi takımından çok Fenerbahçe’ye güvenerek söylüyor. Bence de bu bir iddia değil isabetli bir tespit!