Dalga geçen kim?
Haberin Devamı ›
İslâm Çupi’nin, tarihe kazınmış efsane cümlesidir: “O forma ile dalga geçilmez, alay edilmez...” Kime ve niçin söylendiği de herkesin malûmu, ‘El’ ve ‘lavabo’ uzantısı da bâki!
Uğur Boral, camianın genlerine kodlanmış ‘ters motivasyon’ denilen illeti nefis özetledi... Yani gerilimden, krizden, kaostan beslenme saçmalığını... Eleştiri ve özeleştiri ile harmanlayarak. Biraz itiraf biraz itiraz.
Giyilen forma, alınan ücret, profesyonel ahlâk, yetenekler, hedefler, iş namusu, ait olduğun camia, renkler, misyon ve vizyon, şan, şöhret, sevgi ve destek gibi olumlu faktörler yetmiyor. Lâf ola beri gele minvâlinde çiziktirilmiş iki güdük cümle mi hırslandırıyor? Yazık! Keşke haklı olmasaydı Uğur. Eksiksiz bir durum (aslında dram) tespiti...
Rakipler dalga geçip alay etmiş nedir ki; kendi taraftarın ‘üç, üç, üç’ diye bağırırken, yuhlarken, ıslıklarken, homurdarken, böğürürken...
Sahada vurdumduymaz, korkak, edilgen, mücadele kaçkını hallerle, en ürkek rakibi bile zorla üzerine buyur edenler kiminle alay ediyor peki?
Eksik kadroyla ve üstelik 10 kişi kalmış bir rakip, üst üste 15 pas yapıp gol pozisyonuna girerken, zavallı, çaresiz, bitkin ve bıkkın şekilde, yalnızca seyretmekle yetinmek hangi sınıfa giriyor? Ya da ligin dibine demirlemiş rakip karşısında 10-15 gol pozisyonu veren, karşılığında pozisyon bile üretemeyenlerin yaptığı neydi?
Mesleğini, formasını, hedeflerini, yeteneğini, geçmişini, futbolu, futbolun en temel kurallarını unutan, kendisi dahil her şeyi inkâr eden oyunculara nasıl kategorize etsek?
Ücret tablosuyla doğru orantılı olarak, rakiplerinden iki-üç kat fazla koşması, mücadele etmesi ve hırslı olması gerekirken, uyurgezer gibi dolaşanların yaptığı nedir?
Kendi camiasından çok rakiplere umut dağıtan, mirasyedi gibi puan saçanlar, çelik gibi sinirlere sahip olması gerekirken, ağlak bir kırılganlığa bürünenler ve kulübün hedeflerini sabote edenler aynı sınıfa girmiyor mu?
Fenerbahçe mağlup durumdayken, oyuncu değişikliği hakkını defans yönünde kullanmak gülünçlüğünün açılımı nedir?
Takımdaki eksikler ve tutmayan transferler bağıra bağıra sırıtırken, buna gözünü kapatanlarr, inat ve istikrarı, ısrarla birbiriyle karıştıranlar kiminle dalga geçiyor?
Profesyonellerden amatörlük isteyenlerin, on yıllarca yönetimde, tribünde, kongrelerde Fenerbahçe’yi kazanç, çıkar ve nüfuz kapısı haline getirişlerini hangi kavramla tanımlayalım?
Neyse sayfa biter de, say say bitmez. Hiçbir rakip Fenerbahçe ile kendisi, futbolcusu, camiası ve taraftarı kadar aşağılayıcı, yaralayıcı ve saygısız bir şekilde alay etmedi/etmez/edemez.
Gerisi palavra!