Eksen kaymış

Haberin Devamı ›
Daum, Alex ve Emre “transfere ihtiyacımız var” diye ortadan, açık açık konuşuyor. Kimi basın toplantısında, kimi FBTV’den, kimi kulübün resmi yayın organından. Aykut Kocaman da Brezilya seferine çıkıyor.
Son olarak da Nihat Özdemir, Divan Kurulu’nda “en iyisini alacağız” diye bağlayıcı cümle sarf ediyor. Bir gün sonra hiçbir transfer yapılmayacağı şeklinde bir başka tekzip yayılıyor ortalığa... Taraftar şaşkınlığa, umutsuzluğa, sinire, strese kesiyor. Çünkü bir şeylerin yolunda gitmediğini, sallapati yürüdüğünü, tesadüflere bağlı olduğunu herkes apaçık görüyor.
Bu nasıl tuhaflıklar silsilesidir? Nasıl bir haldir? Her kafadan bir sesin çıktığı, kakafonik ve yakışıksız bir görüntü... En az Şükrü Saracoğlu’nun zemini kadar berbat bir ironi...
Bu takıma tranfer yapmak değil, yapmamak risktir. Geçen sene Fabian Ernst’i alma cesaretini Fenerbahçe gösterseydi, şampiyonluğu da alırdı. Tıpkı 650 bin Dolar’a kiralanan Nobre’nin şampiyonluk getirmesi gibi. Bunu borç içindeki Beşiktaş göze aldı ama Fenerbahçe alamadı.
Mevcut durumun bir tek izahı var; herhalde yönetim şampiyonluğu istemiyor. Aksi olsa transfer maliyeti kadar bir para gözden çıkarılıp, büyük liglerden, büyük takımlardan oyuncu kiralanabilirdi. En azından Nobre hamlesi gibi, yarım sezonluk bir hamle yapılırdı.
Bakın Galatasaray’a... Son derece akıllı bir nokta harekatıyla 18 milyon Sterlin’e alınmış Jo’yu kiraladı. Rota sürekli Premier League’i gösteriyor. Riski de yarım sezonluk.
Fenerbahçe’nin yaptığı ise Trabzonspor’u Gökhan Ünal külfetinden kurtarmak. Hem 3,5 milyon Euro ve Burak’ı vermek koşuluyla... Gökhan da Mehmet Topuz’un idare-i maslahat durumuna ayak uydurur ve eski takımındaki gibi oynarsa yandı gülüm keten helva.
Şurası çok açık ki; Fenerbahçe ekseninden kaydı, rotasından saptı. Cesur olması gereken yerde korkak, temkinli olması gereken noktada aşırı atılgan. En büyük farkı olan ve hiçbir koşulda değişmeyen coşkusu ve neşesi kalmadı 4 yıldır. Sadece rakiplerine umut ve neşe dağıtan bir hale büründü.
Bu takımın transfere ihtiyacı var. Hem de bangır bangır bağırıyor. Hepsi Emre kadar yırtınır, Lugano kadar savaşır, Gökhan Gönül kadar koşar, Bilica kadar direnir, Özer kadar istekli ve iştahlı olur, Alex kadar akıl ve profesyonellik koyarsa ortaya, o zaman belki gerek kalmayabilir. O da belki!
Bunun dışında kim ne derse boş konuşuyor.