Arama

Popüler aramalar

Issız futbol

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Futbol tarihinin en büyük ölü yatırımlarından birinde, ‘belalısı’ ile karşı karşıya geldi Fenerbahçe... Bir yanda ıssızlık, bir yanda mutlak kazanma stresi, bir yanda Trabzonspor’un Antep deplasmanında acımasızca yüzüne çarptığı hatalar.

Avcı’nın takımı yıldırma, bezdirme ve sinirlendirme taktiğiyle başladı. Halis Özkahya da buna çanak tutunca, bu ‘taktik sertliğin’ meyvesini toplamaya başladı.

İbrahim Akın maçın başında bir dakika içinde göstere göstere iki füze yolladı. İlk yarıda Fenerbahçe’nin hatları birbirinden koptu, oyun kuramadı, pas yapamadı. Hem fiziksel hem de psikolojik baskı altında oynadı.

Niang bu maçta aksayan ayaktı. Zor gollerin adamı, önce bomboş topu kaleciye teslim etti. Sonra çok rahat pozisyonda kafayı dışarı vurdu. Dört bir yandan kelepçelere ve prangalara vurulan Alex, bir kez daha santrforlara ‘gol’ dersi verdi.
İkinci yarının ilk 10 dakikasında başka bir Fenerbahçe vardı. Maçı koparacak fırsatları da buldu, ama bitirici vuruşlar gelmedi. Anlaşılmaz bir şekilde oyunu rölantiye alıp, dura dura oynamaya çalışınca da pozisyonlar verdi. Niang tel tel dökülürken, Alex’i kementleyip kulübeye çekmek de neyin nesi? Peki penaltıyı maçın en formsuz adamına attırmak, bile bile lades değil mi?

10 kişi kalmış bir rakibe bile, ‘gel de at dercesine’ iki mutlak pozisyon ikram etmek de bambaşka bir garabet. Fenerbahçe bu karşılaşmadan 3 puanla ayrıldıysa bunu kendi yaptıklarından çok rakibinin yapamadıklarına borçludur. En başta da Niang’dan bile daha çok fayda gördüğü İbrahim Akın’a...