Arama

Popüler aramalar

Kafaya bak!

Abone OlGoogle News

Ve haber şu; bu iki oyuncu da harıl harıl Türkçe öğreniyormuş. Bu girişin ardından asıl sürpriz patlıyor. Öğretmenleri kimmiş dersiniz? Muhteşem Türkçesi ile Alpay Özalan. Ve muhabir kadraja dahil ettiği Alpay’a soruyor: Böyle zor bir görevi sen üstlendin? Alpay’ın cevabı aynen şu: “Yaaa aabi, acıyorum yaa...” İşte o zaman, asıl bu iki yabancının ve onlarla birlikte Türkçe’nin ve Türk futbolunun da ne kadar acınacak halde olduğunu anlıyorum.

Haberin Devamı

Yine o yıllar. Fenerbahçe’deki hakim zihniyet de yukarıdakinden pek farklı değil. Hayat ve başarı sadece ve sadece Galatasaray galibiyetlerine endeksli. “Onları yenelim de şampiyon olmayalım” güruhu fena halde baskındı. Ağır, yakıcı ve zavallı bir kompleks kronik hastalık haline gelmişti. Bu acıklı avuntu ile yıllar, kaynaklar ve umutlar, hibe, heba ve ziyan edildi.

Sonra Fenerbahçe’de bir zihniyet değişimi ve dönüşümü oldu. “Galatasaray’a iki maçta da yenilelim ama şampiyon biz olalım” diyenler çoğalmaya başladı. Her şey sil baştan ters yüz oldu. Kulüp önce kendisinin sonra da gücünün farkına vardı. Her alanda atılım ve sıçrama yaşandı. Ve geliyoruz bugüne...

Haberin Devamı

Sayın Adnan Polat’ın sözleri Galatasaray’ın neden ve niçin eski Fenerbahçe’den bile beter bir hale düştüğünü net bir şekilde belgeliyor. Mali kongreye doğru giderken, koltuğunu sağlama alabilmek, başarısızlığını maskelemek telaşıyla camiaya ‘narkoz’ gibi demeç veriyor. Şöyle buyuruyor Adnan Bey: “Fenerbahçe’ye ve Aziz Yıldırım’a acıyorum. Biz en azından şampiyonluktan erkenden koptuk. Onlar gibi son maçta kaptırmadık.” Bu çarpık mantığa göre lige erkenden havlu atarsan başarılı, ama son haftada ya da haftalarda şampiyonluğu verirsen başarısızsın. Halbuki başarı son saniyesine kadar yarışın içinde olabilmek ve o heyecanı son ana kadar yaşayabilmektir.

Ve işin vahim tarafı... Sayın Polat bunu söylediğinde muhtemelen başkanı olduğu Galatasaray’ın durumundan ve fikstüründen de bihaber olmalı. Tarihin en başarısız takımını yaratmış ve kalan 8 maçının en az 6’sını da kaybetme olasılığı da çok yüksek. Ancak dert hâlâ Fenerbahçe...Benzer bir şey de Fenerbahçe’nin 100. Yılı öncesinde yaşandı. Sayın Demirören, Beşiktaş’ın ligdeki hedefini “Amacımız Fenerbahçe’yi 100. Yılı’nda şampiyon yapmamak” sözleriyle açıklamıştı.

‘Başarı’ kavramını Fenerbahçe’nin başarısızlığı üzerinden tarif etmek, buna endeksli yaşamak artık salgın ve amansız bir hastalık.

Ne diyelim Allah kurtarsın!