Nevin ve Güiza

Haberin Devamı ›
Biri ne kadar planlamanın başarısıysa, diğeri de o kadar plansızlığın başarısızlığı... Yani aynı paranın yazı-tura hali.. Peki hangisi gerçek Fenerbahçe?
Sabırsızlık fakirliğin en acıklı olanıdır. Bu camia kadar bu kelimeyi sık kullanan ama yine bu camia kadar da sabır fakiri bir başka camia yoktur herhalde. Mesele neye, kime, nerede, ne zaman ve ne için sabredeceğini bilebilmekte... Mesele ne getirip ne götüreceğini iyi hesaplayabilmekte...
Bu anlamda yönetim ve taraftar arasında uçurumlar var. En olmaması gereken yerde sabır taşı kesilip, en olmaması gereken noktada sabırsızlığın dibine vurmak ikisinin de genetik hastalığı... Bayrağı bir tribün devralıyor, bir yönetim. İki yılda bir her şey silbaştan ediliyor.
Yazdığımız, konuştuğumuz zaman kızanların, küsenlerin, hakaret edenlerin, iftira atanların haddi de, hududu da, hesabı da yok.
Eğer ortada gerçekten büyük bir hedef varsa, ona göre bir planlama ve sistemle kararlı, ödünsüz adımlarla, zaman zaman da revize ederek ilerlersin. Peki yıllardır apaçık ortada olan manzara buna uyuyor mu? Söylemde evet ama eylemde taban tabana zıt. Yani baştan aşağı çelişki.
Daum-Zico-Aragones-Daum savrulması da bu tutarsızlığın en somut göstergesi. Ya onların getirdikleri ve gönderdikleri futbolcular? Ya her birinin arkada bıraktığı ‘ıskarta’lar ne olacak? Her değişiklikte taraftara sabır telkin edenler, kendileri buna riayet ediyor mu? Hiçbir inandırıcılıkları kalıyor mu?
Bilinçli tercih edilmiş bir sistem ve değişim olsaydı, transferler bu kadar geciktirilir miydi? Hedefler şansa, direklerin insafına ve tesadüflere mi terk edilirdi?
Meğer sadece futbolun doğrularını uygulayabilen bir takım oluşturmak ne kadar da zormuş. Meğer onca acı tecrübeye rağmen, maddi manevi ağır bedellere rağmen eksikleri görüp önlem alabilmek ne kadar da meşakkatli bir işmiş.
Ne yapalım; hiç kimse görmek istemeyenden daha kör, duymak istemeyenden daha sağır olamaz. Yönetim böyle devam ederse yakında HBK’lar, TK’lar, SSS’lar, AŞ’ler kendilerini peygamber mertebesinde görmeye başlar. Konuşana değil, konuşturana bakmak lazım.
Geçen sezon hepi topu sadece 8 olumlu maç oynayan Selçuk Şahin’i eleştiren kongre üyesine, Nihat Özdemir “Galatasaray’a galibiyet golünü o atmıştı ama” yanıtını vermişti...
Bu itiraz değil bir itiraftı: Hedef medef hikaye, Galatasaray ile avunmaya devam!