Olasılıksız!

Haberin Devamı ›
Son 5 yıldır ligi son ana kadar domine eden Fenerbahçe, bu sezonun daha ilk yarısında ‘bilmemkaçıncı kez’ olmak ya da olmamak maçına çıkıyor. Soğuk bir şaka gibi, ama öyle...
Kendi emeğini, yeteneğini, birikimini ve takımını inkâr eden bir hoyratlıkla, yine kendi ayağına dolanarak.
Önceki yıllarda kaçan, giden, kaybedilen, heba edilen, hibe edilen sadece bir şampiyonluk, kazanılan ise bir şampiyonluktan çok daha fazlasıydı. Ancak bu kez durum farklı; kazanılırsa sadece bir şampiyonluk, kaybedilirse bir şampiyonluktan çok daha fazlası olacak. Bedel ağır olacak, görünen bu.
Yükü ağır bir maç
Derbilerde daha çok favori olmayanların yüzlerinin gülmesi sürpriz değil. Çünkü bu maçlarda futbol dışı faktörler daha ağır basıyor. Sonucu da genellikle onlar belirliyor. Soğukkanlılık, havaya girme, sükunet, dikkat, stresle başaçıkabilme, inanç, motivasyon, oyun disiplini, taktik ve stratejinin sahaya yansıma yüzdesi ve son olarak da şans faktörü... Ve bir de kazanmaya daha çok ihtiyacı olan taraf, istediğini alıyor.
Beşiktaş maçı Fenerbahçe açısından yükü hayli ağır ve belirleyici bir karşılaşma... Hem fizik hem psikolojik, hem de ligdeki geleceği açısından... İlk hedefinden travmatik bir şekilde kopan takımın, mağlubiyet halinde lig hedefinden de ağır bir sapma yaşayacağı muamma değil.
Puan cetveli yanıltır
Sarı-Lacivertliler, hafta sonundan itibaren gelecek sezonun planlaması ve hesaplarıyla uğraşmak, karmaşa ve kargaşanın içine yuvarlanmak istemiyorsa bu maçı kazanmaya mecbur. Kırılma noktalarından inanılmaz bir yüzdeyle çıkan Trabzonspor’un da Kayserispor deplasmanına çıkacağı göz önünde bulundurulduğunda, maçın önemi daha da katlanıyor.
Oluşan puan tablosu, rahatlıkla herkesi yanıltabilir, ancak bu yıl ligi domine edebilen bir takım yok. Futbol ve mücadele ederek yok. Her takım her takımı rahatlıkla yenebilir. Ligin en tepesindeki de, en altındaki de birbirinden farklı oynamıyor, farklı mücadele etmiyor. Bir tek Beşiktaş isteği ve enerjisiyle diğerlerinden biraz farklı. Ama o da sadece o kadar.
Bir düğün, bir cenaze
Görünen o ki; bu yılın şampiyonu, 3 puanlı lig tarihinin en az puanıyla mutlu sona ulaşacak. Buna rağmen, inanç, mücadele ve özgüven erozyonu yaşayan Fenerbahçe’nin bozuk kimyası, yenilgiyi taşıyamaz. Başından beri bir düğün, bir cenaze şeklinde giden sezon önce angaryaya sonra kabir azâbına dönüşür.
Fenerbahçe ilk yarıdaki fikstür avantajını hovardaca harcadığı ve toparlanacak gibi görünmediği için sezon sonu için güzel rüya görmesi zaten zor da, en azından kâbuslarını ertelemiş ve ötelemiş olur.