Arama

Popüler aramalar

Provokasyon kuşatması

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Kuyruklu yıldız gibi bir görünüp bir yok olan malum şahsiyet ve O’na çanak tutanlar istediğini aldı. Fenerbahçe-Ankaragücü maçı iki hafta önceden provoke edildi. Ortalığı mayınlayan adamın ‘talimatlı özrü’ falan hikaye...

‘Kardeşlik’ kimsenin itiraz edebileceği bir kavram değil ama bu dayanışmayı kalleşliğe tahvil etme çabası, çok alçakça... Bu çapsızlıklara yol veren, çanak tutan iki büyük kulübün iki başkanı değil miydi daha çok yakın bir zamanda? Oynayacakları maçın 3-4 hafta öncesinde sofraya oturup ‘gönüllerinden geçenleri’ açıktan ifşa etmediler mi? O örnek ortada dururken, sorgulanmamışken, alkışlanmışken bunlara ne diyebilirsin ki? Onların yaptıklarının yanında bu hiçbir şey. Sonuna kadar hakları.

Fenerbahçe şu andan itibaren saha içi ve saha dışı her türlü provokasyona kendini hazırlamalı ve oyuna gelmemeli. Sakin, sabırlı ve soğukkanlı olmalı. Çünkü tribünler de, rakip futbolcular da kamikaze gibi kurgulandı artık. Herkes çoktan durumdan üstüne düşen vazifeyi çıkardı.
Bu belaltı kışkırtmalara aynı şekilde karşılık vermek, bile bile tuzağa düşmektir. Bu tabloyu yerle bir edecek tek şey, futbolun bizzat kendisidir. Başka hiçbir şeye gerek yok. Fenerbahçe, Eskişehirspor’a karşı ortaya koyduğu mücadeleyi, hırsı, dikkati, yardımlaşmayı ve beceriyi sergilerse, bu oyun kendiliğinden boşa çıkar zaten.

Bu, ligin sondan bir önceki maçı. Son hafta daha da zorlu bir Trabzonspor maçı var. Ankara’da puan bırakmamak kadar, sakat ve cezalı firesi vermemek de önemli. Eminim kimin üzerine oynanacağı, kimin ceza sınırında olduğu bile hesaplanmıştır.

Böyle kritik haftalarda, nedense sadece Fenerbahçe’nin zorlu maçı vardır. Tökezleme, hata yapma ve puan kaybetme ihtimali olan tek takım da hep O’dur. Şampiyonluktaki rakibi kim olursa olsun, maçlarını çoktan oynamış, her maçta 3 puanı garantilemiş ve sükunet içinde beklemektedir.

Mesela Fenerbahçe’nin Trabzonspor maçı belki de (bence kesinlikle öyle) ligin en zor maçıdır. Ancak medyadaki genel havaya bakarsak Bursaspor için Kayserispor veya Beşiktaş maçının Ankaraspor maçından hiçbir farkı yoktur. Her ikisi de çantada kekliktir.

Zaten Bursasporlu bir yöneticiyi “Allah’ın Adaleti”ni Fenerbahçe’nin puan kaybı üzerinden test etme densizliğine vardıran halet-i ruhiye de, bu çarpıklığın tezahürüdür.