Arama

Popüler aramalar

Psikolojik harekât!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe, sabırla helvayı koruk yaptı. Biriktire biriktire sonunda Devler Ligi’nde 3. torbaya girdi. UEFA sıralamasında 4 yılda 100 basamaktan fazla sıçradı. Bu sene en azından çeyrek final başarısını tekrarlarsa, seneye Avrupa’nın ilk 20 takımı arasına katılıp, 2. torbanın müdavimi olabilir.
Herkesin hedefindeki Fenerbahçe’nin de tek hedefi budur; Devler Ligi’nde sürekliliğin yolunu mutlaka açık tutmak, çok zor da olsa 1. torbaya terfiyi zorlayacak güce ulaşmak ve o ligin kriterlerini anayasa haline getirmek.
Aslında normal koşulların hüküm sürdüğü bir ülkenin takımı olsaydı, Lyon gibi 7 yıldır ligi silip süpürmüştü. Camia her şeye ve herkese rağmen bu tökezlemenin cevaplarını ısrarla kendi içinde aramaya devam etmeli. Yönetim, taraftarlar, futbolcular ve kongre üyeleri olarak. Çünkü sıkıntıları, sancıları ve acıları göze alamazsanız, hedefleriniz sizden, siz de hedeflerinden uzak düşersiniz.
Fenerbahçe iseniz, kuvvetli olmak kendi ülkenizde size yetmez, ihanet hep bir adım ötenizde bekliyorsa, kudretli olmak zorundasınız... Zırhlarla donanmaya mecbursunuz.
Şimdi, medyada iki haftadır sistematik olarak sürdürülen psikolojik hârekâta bir bakın. Gaziantepspor yenilgisi ile İstanbul Büyükşehir Belediye maçındaki görüntü de bunlara çanak tutuyor.
Gerçeklere ne kadar yakın durursan, yalanlardan da o kadar uzaklaşırsın. Ya da tam tersi. Ama herkes kendi yalanını gerçeğinden daha çok seviyor. Dahası birbirlerinin yalanlarını çoğaltıp, bunlara iman ettikleri gibi Fenerbahçeliler de iman etsin istiyorlar. Sağlı sollu ince salvolarla, düşmeyen kaleyi kendi halkına kuşattırmaya çalışıyorlar. Ama yemiyor. Bazen yönetim, bazen taraftar, bazen futbolcular, bazen şanssızlıklar, bazen de yanılgılar bunların ekmeğine yağ sürüyor. Fırsat yaratıyor, palazlandırıyor.
Baksanıza Kezman’ın 2 yıl boyunca olumlu tek sözüne kulak vermeyenler, Aziz Yıldırım aleyhinde konuşmuşsa hâşâ Allah kelâmı gibi sarılıyorlar... Ezeli rekabetler, devlet sponsorluğunda ebedi rezalete dönüşmüş, yazan çizen yok. Anlaşıldı ki, bu, hiç de değişmeyecek.
Bu sanal, tasarlanmış yalan ve sinsi iftira bataklığına cevap yetiştirmeye çalışmak, zaten onların tuzağına düşmek demek! Hatta belki de daha zarar verici, daha yaralayıcı bir durum.
Fenerbahçe ile büyük hedefinin arasına engeller koymayın; yalanlarla oyalanma değil, gerçekleri, yanlışları ve eksikleri çok iyi analiz etme zamanıdır çünkü!