Arama

Popüler aramalar

Rakibe saygı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin İnter karşısındaki mücadelesi, kazanma isteği ve hırslı oyunu muhteşem bir galibiyeti beraberinde getirdi, camia üzerindeki kara bulutları dağıttı. Zico bile ligdeki ve Avrupa arenasındaki bu anormal farkı, Devler Ligi motivasyonuna bağladı. Yani işin sırrı rakibe saygı duymak ve ciddiye almak. En az rakibin kadar koşmaz, mücadele etmez ve savaşmazsan kalite farkın ortaya çıkmıyor, tabelaya yansımıyor. Kaldı ki, camianın öncelikli beklentisi skor değil, forması için kendini paralayan futbolculardan oluşan bir takım. Rakibine saygı duymayan, kendisine de, takım arkadaşlarına da, formasına da saygı duymuyor demektir. Rakibini küçümseyen öncelikle kendi camiasını, kendi takımını aşağılıyor demektir. Demek ki, futbolcular ligdeki rakiplerini ciddiye almıyor.
Zico ve Deniz Barış’ın açıklamaları geleceğe yönelik umut verirken, Selçuk Şahin’in sözleri can sıkıcı; “En zor rakibi geçtik, diğerleri daha kolay olur artık.” Yani bu mantığa göre PSV ve CSKA maçları ‘çantada keklik.’
Futbolda, hele Şampiyonlar Ligi’nde kolay maç olabilir mi? Oynanmadan kazanılan, bitmeden biten bir maç olabilir mi? Hiçbir rakibi gözünde büyütme, ama daha da önemlisi asla küçümseme. Fenerbahçe asıl başarıyı her karşılaşmaya derbi konsantrasyonu ile çıkmaya başladığında, her maça final ciddiyetiyle asıldığında yakalayacaktır. Dünya Kulübü olmanın temel felsefesi de buradan başlar. Yani rakibine saygı duymaktan.
Aynı sorun taraftarda da var. Lig şampiyonluklarına burun kıvırma ve rakipleri yok sayıp, galibiyetlere dudak büzme. Sürekli bir memnuniyetsizlik ve mızmızlanma hali. Tribünlerdeki hallerden de belli değil mi bu?
Oysa bu Devler Ligi’nin vizesi o çok küçümsenen ‘annemizin ligi’nden alınıyor. İnter’e, Real Madrid’e, Milan’a rakip olabilmek, kafa tutabilmek için, önce Gençlerbirliği OFTAŞ’ı, Kasımpaşaspor’u, Büyükşehir Belediyespor’u yenmek zorundasınız. Türkiye’deki ilkel futbol düzenini de, bu kulübü eski günlerine döndürmek, ‘Büyük Yürüyüş’ güzergahına sinsi sinsi mayın döşeyenleri alt edebilmenin ilk kuralı da bu. Bu rakipler de en az diğerleri kadar saygıyı hak etmiyor muydu?
Zico, futbolculuk kariyeri boyunca ters ve şaşırtan gollerin adamı olmuştu. Gol makinesi olduğundan dolayı değil, gol atış stiliyle efsaneleşmişti. Geçen yıl olduğu gibi bir kez daha Fenerbahçe’ye erkenden tabut biçenleri terse yatırdı. Açıkçası, sadece adamlığından dolayı bile yıllarca sarı-lacivert çatı altında bulunsun isterim. Kendisinin futbola ve rakibe duyduğu derin saygıyı, futbolcularının genlerine de işleyebilirse ortada sorun kalmaz. Çünkü camia skordan daha çok, sahada çirkefleşmeden ölümüne mücadele eden ve meydan okuyan bir takım görmek istiyor.