Rolex de Souza

Haberin Devamı ›
İki takım Çanakkale Şehitleri’ni hatırlatan duygusal ve anlamlı bir pankartla çıktılar sahaya: “Emanetiniz Şerefimizdir!” Kimbilir yaşayan efsane Lefter, o pankartı tutan çubuklu formalı çocuklara bakarken iç geçirip, kendisi ve arkadaşları adına da pay çıkarmış mıdır? Ya Manisa’daki olaylardan ders çıkaran var mıdır?Fenerbahçe açısından, en azından Konya deplasmanında canı hayli sıkılmış rakibini şampiyonluk yolunda ekarte edeceği bir maç. Ancak bir kez daha ‘isteyen’ değil ‘bekleyen’ kramponlar göze çarpıyor ilk yarıda... Sanki hafiften kaderciliğe, çok az da kederciliğe peşinen teslim olmuş, ürküten değil ürken ayaklar. Rakipleri korkacağına, kendileri sinmişler üzerlerindeki formanın haşmetinden. Rakip sahaya ‘mütecaviz’ ani bindirmeler yapmamak ve ‘mesken dokunulmazlığı’na mutlak riayet üzerine tek taraflı bir protokol imzalamışlar gibi. Olabildiğince kibar ve kırılgan, daha çok karşılamaya programlanmış utangaç ve çekingen bir takım. Appi, Önder ve hatta Albay Aurelio futbolu unutmuş gibiydi. Henüz 24. saniyede mutlak bir golden Serdar ‘Cool’Bilge’nin aşil tendonuyla kurtulan Fenerbahçe, ‘misafir’ psikolojisinden sıyrıldığında dakikalar 35’i gösteriyordu. İlk tehlikeli atak ‘eldivenli Batman’dan geldi. İkinci yarıda pankartın içeriğini Fenerbahçe tarihine ve tarihi değerlerine uyarlayarak çıktı sahaya Fenerbahçeli futbolcular. ‘Batman Kejo’ artık yalnız adam değildi. Deniz Barış kendi taraftarının ıslık ve homurtularından kurtulunca ‘Vieria’ kimliğine bürünmüştü.3-0’dan sonra uzun zamandır gülmeyi de güldürmeyi de unutmuşlardı. 3-0’dan sonra çocuklar gibi şen ve şakrak görüntüler yansıttılar etraflarına.Bir parantez de Texas adıyla tanınan Bursaspor taraftarına... Maç boyunca inanılmaz bir destek verip, ortalığı festival alanına çevirdikleri gibi, ‘Ombudsman’ Rolex de Souza’nın attığı mükemmel gol sonrasındaki alkışları, ayağa kalkıp şapka çıkarmayı gerektirecek bir centilmenlik gösterisiydi.