Arama

Popüler aramalar

Şuursuz

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Yine bildik, yine alışıldık, yine ezberlenmiş bir görüntü... Deplasmanda oynayan Eskişehir-spor, oyunun her anında pür dikkat 3-4 kişiyle birden basıyor, ev sahibi Fenerbahçe kayıtsız ve uyuşuk bir şekilde seyrediyor.
Akıllar gelecek haftada desek; koca bir palavra olur. Bu maçı kazanamadıktan sonra, Galatasaray maçını almanın teselli ve istatistik dışında hiçbir önemi kalıyor mu?
Kayıp bir medeniyetin, dağıtılmış, şuursuzlaşmış, bitkin, bıkkın, direnmeye bırakın mecali, itirazı bile olmayan ordusu gibi Sarı-Lacivertli futbolcular. Omurgası kırılmış, daha doğrusu kılçığı alınmış balıktan farksız.
Yani söz neyse de, öz bile bitmek üzere... Chelsea karşısında bile bu kadar silik ve aciz durumlara düşmemişti bu takım.
Alex, Emre ve Lugano’nun yokluğundan daha vahim olan, inancın ve heyecanın tükenmişliği... Edu’nun sakatlanmasından daha vahimi, kafalardaki kalıcı sakatlık.
Sezon başından bu yana taraftarların beyni acıyor, içi eziliyor, nefesi daralıyor, gözü kararıyor takımlarının bu durumunu izlemekten.
“Bir takım, bir yılda nasıl böyle tanınmaz bir hale bürünür” sorusuna, tez üretip yanıt verebilen, kesinlikle akademik kariyer yapar.
Trabzonspor’un kendi kendini bitirme becerisi, Fenerbahçe’den aşağı değil. Galatasaray ve Fenerbahçe haftaya berabere kalıp birbirlerini bitirirlerse, meydan Beşiktaş ve Sivas-spor’undur artık.
Bu maçın kader adamı 47. dakikadaki kurtarışıyla hiç tartışmasız Yasin Çakmak’tır.