Tarihin döndüğü yer

Haberin Devamı ›
“Bir kez daha aynı travma tekrarlanır mı?” korkusu, ayaklarındaki ve zihinlerindeki en büyük prangaydı Fenerbahçe’nin... Bu öyle böyle bir yük değil... Adamın eli ayağı, dili damağı gemici düğümü olur. Yetmezmiş gibi bir de gök yarılıp, sağanak boşalmaz mı Mayıs sonunda! Bu şartlar altında Niang’ın sıyırtma rövaşatası ile başladı maç. Hemen peşinden Büyük Usta’nın topuk pası ve Santos’un ayak içiyle tokatlamasıyla golü buldu. Ardından Niang’ın seken topunda Alex salise ve santim farkla topu içeri itebilse sezon orada bitecekti. Sonra birdenbire kesildi Sarı-Lacivert rüzgar.. Ve Gökhan Gönül’ün sakatlığı geldi.
Bunu uğursuzluğa yoranlar ‘geçici bir süre’ haklı çıktı. Fenerbahçe takım halinde gaflet uykusundayken, Sivasspor’un beraberlik golü geldi. Sonra yine saldırıya geçti Sarı-Lacivertliler. Peş peşe ve kılpayı kaçırdığı goller geçen seneki Trabzonspor maçının fragmanı gibiydi. Ne yapsa olmuyor, sanki “eyvah eyvah” senaryosu bir kez daha tekrarlanıyordu. 4 Eylül Stadı’na ağır bir kasvet çökmeye başlamıştı ki; imdada yetişen Selçuk Şahin “kış kış cinler” dedi.
‘Büyük Usta’ ikinci yarının hemen başında, topu doksanın da doksanına perçinleyerek şampiyonluğu tescilledi. Eğer Yobo Hızır’a bağlamasa her şey sarpa sarabilirdi. Fenerbahçe foto-finiş ile şampiyon oldu ama kalın kalın derslerle dolu bir sezonu geride bıraktı. O da başka yazıların konusu...