Taşıyıcı kolon Emre
Haberin Devamı ›
Maçtan önce ters manyel yapanlar vardı medyada... Neymiş Bünyamin Gezer uğurlu hakemiymiş Fenerbahçe’nin. Çünkü O’nunla oynadığı maçları hep kazanmış. İnceden töhmet üretip, negatif gaz verme kurnazlığı. Eksiği hiç bitmiyor Fenerbahçe’nin. Böyle giderse de kolay kolay ‘tamam’ olacağa benzemiyor. Sadece taraftarı bu tanımın dışında tutmak gerek. Hiç küsmeden, şu durumda, şu havada bile o trafiği göze alıp tribünde olmak gerçekten saygı değer bir özveri. Gücünü doğru kullanamayınca Fenerbahçe’nin yıldızları sıradanlaşıyor, rakibin sıradanları yıldızlaşıyor. Üstünlük kuramıyor, oyununu kabul ettiremiyor. Baskı yaratacağına, baskı altına giriyor. Korkutacağına, korkuyor. Rakiplerine ayak tenisi oynar gibi paslaşma olanağı veriyor. Emre’nin hırsı, mücadelesi ve takımı yönlendiren oyun zekası gözleri okşadı. Santos’un golündeki asisti de, Ömer’e teslim ettiği pozisyona girişi de enfesti. Güiza aynı tas aynı hamam; ne Emre’ye geliyor, ne de Alex’e! Fenerbahçe için ‘mutlak galibiyet’ gereken, çok gergin bir maçtı. Antalyaspor da bu hassas ve zayıf noktanın farkındaydı. Daha da fazla germek için her şeyi yaptı. Daum’un Semih-Selçuk, Emre-Deniz hamleleri, aslında bir çaresizliğin itirafı. Skorun üzerine yatma girişiminden başka hiçbir şey değil. 31 gün sonra galibiyet iyi de, bu takımın kendi sahasında zamana oynaması, kabul edilebilir bir şeyse mesele yok?