Arama

Popüler aramalar

Üç boyutlu ihtilal

Haberin Devamı

Sinema salonunda üç boyutlu bir türbülans içinde maç keyfi gerçekten bambaşkaydı. Arkam, sağım, solum, her tarafım kara gözlüklü insanlarla dolu... Ee, sonunda taraftar üstüne düşeni yaptı, darısı hakemlerin de başına diyelim. Hani uzansan oyuncuya da, oyuna da müdahale edecekmişsin gibi... Sanki görünmez adam olmuşsun da sahanın içinde cirit atıyormuşsun gibi bir his. ‘Üç boyutlu’ demek yerine ısrarla ağzını yaya yaya “triidiiii” diyenlerin bir bildiği mi var acaba? Bu görsel lezzete, damak babından “tiridine bandım” göndermesi mi yapıyorlar?

Lakin Fenerbahçe bambaşka bir boyutta, bilinmedik diyarlardaydı. Hatları kesilmiş, kanatları kırılmış, yıldızları silikleşmiş ve neredeyse görünmezlik aşamasına ulaşmıştı. Alem boyuta, Fenerbahçe soyuta bağlamıştı bi nevi...

Karşılıklı peşrev faslıyla geçen maçta ilk heyecanı Santos hediye etti. Hiç olmayacak yerde hiç olmayacak tuhaflıkla Kazım’a iki taksitte golü attırdı. Selçuk bir saçmalama yarışına kapılmıştı. Caydırıcı güç Dia olmayınca, Galasaray’ın bekleri değneksiz köy buldu. Tirit ve cirit bir aradaydı. Kekeme futbol oynayan Fenerbahçe’nin ilk yarıda tek tehlikeli atağında, Özer maçtaki, Zapata da Türkiye’deki tek olumlu hareketini yaptı.

Fenerbahçe taraftarının Özer’den bir özür, ona tahammül edebilen Aykut Hoca’dan da bir özeleştiri alacağı var. Tam Niang da gitti derken, Komutan Alex-Nöbetçi Semih işlevselliği, Fenerbahçe’yi yeniden olması gereken boyuta geri ışınladı. Sonrası da bildiğimiz Rus Ruleti.
Büyük Usta kendi başlattığı ve yarattığı pozisyonun devamında, kafasını sol ayağından bile daha ustalıkla kullanabildiğini gösterdi. Nokta atışıyla Galatasaray’a deplasmanda gol atamama orucuna da son verdi.

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü