Arama

Popüler aramalar

Umudun ölümü

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bu takımın orta sahası yok. Hem omurgası kırık hem de ruh hali kırılgan. Oyunu ya kendi sahasında ya da rakip sahada oynuyor. Prematüre, aciz, zavallı bir futbol. Yalpalaya yalpalaya, düşe kalka, ite kaka gidişata rağmen, liderin sadece 9 puan gerisinde...
Bu puan farkı kapanmaz/kapatılmaz bir fark değil. O farktan şampiyonluk da verdi, şampiyonluk da aldı. Ancak bugün ortada ne umut veren bir futbol, ne umut veren bir kadro var. Taraftarı ikna edecek, inanç aşılayacak bir tablodan ve kararlılıktan söz etmek de imkansız. Ara transferde ‘iyi oyuncu’ alınamaz/bulunamaz söylemi boş bir palavradan ibaret...
Hem de çatır çatır alınır. Yeter ki doğru teşhis ve doğru tespit yapılabilmiş olsun. Ancak başkan da, yönetim de hâlâ kendilerine kurdukları halüsinasyon ve illüzyon aleminde yaşıyor. Şampiyonluğu özellikle istemiyormuş gibi bir halleri var. Yoksa futbolla uzaktan ilgili herhangi bir kişinin bile rahatlıkla görebildiğine, taammüden kör bakmak mümkün olmazdı. Hataları ve eksikleri olgunlukla kabul edip, samimiyetle bir özeleştiri yapmaları gerekirken bambaşka dünyalarda dolaşıyorlar. Ekrandan parmak sallamakla, gazetelerden aba altından sopa göstermekle meşguller. ‘Bedel ödetirim’ demeçleriyle, Samandıra’da antrenman seyretmekle, röportaj yasağı koymakla her şeyin düzeleceğine ve şampiyonluğun geleceğine inanıyorlar. Yöneticilik tecrübelerine hiç yakışmayan ama buna rağmen burnundan kıl aldırmayan bu tutum ve söylemler, devrimi bile bile intihara sürüklemektir. Bu umudu öldürmektir. Tahribatının da, vebalinin de çok ama çok ağır olacağını elbette biliyorlar. Buna rağmen 17’de 17 yapacak bir takım oluşturmak yerine, rant hırsıyla gözü dönmüş yağmacıları palazlandırmak, kulübü kendi elleriyle onlara sunmak için yarışıyorlar. “Ruhu öldürmek, cismi öldürmekten daha büyük cinayettir” demiş Gerhart Haputmann. Fenerbahçe ruhu da, Fenerbahçeliler’in de umudu can çekişirken başka söze de gerek yok herhalde.