Yine kendine yenildi
Haberin Devamı ›
Spartak Moskova da kendi liginde çok gol atan ama çok da yiyen, her takımın canını yakabilecek hızlı ve tehlikeli ekipti. Yediği gollerin çoğunun da duran top zafiyetinden kaynaklandığını zaten istatistikler söylüyor. Ancak onların bu zayıf yanından vuracak ayaklar yedek kulübesinde...
Fenerbahçe’den başka bir taktik, başka bir strateji, başka bir diziliş, başka bir mücadele umanlar, maç başlar başlamaz yanıldığını gördü. “Yakın tarihin en önemli” sınavı öncesi ev ödevi hiç de iyi çalışılmamıştı. Yine geri yaslanan, pısırık, orta sahasız ve ne yaptığını bilmeyen bir takım. Sürekli kucakta oynayan ve yüzünü kaleye dönemeyen hücum hattı, panik halinde ve ısrarla top şişiren defans.. Tekmeye kafa sokan Kuyt dışında ne yaptığını bilen ve farkında olan tek adam yok gibiydi...
Rakibin ilk atağında yenilen şok golde defansın haline ve dağınıklığına bakıldığında, Mert’e fatura çıkarmak çok büyük haksızlık hatta insafsızlık olur. Sarı-Lacivertliler daha maçın başında yenik duruma düşmesine rağmen, koca ilk yarıyı yarım yamalak tek pozisyon yaratamadan, tek korner atarak kapattı.
Maçın başında yapması gerekenleri, sonuna saklamıştı her zamanki gibi... İkinci yarı bambaşka bir Fenerbahçe’ydi sahaya çıkan.. Nitekim direkten ve kaleciden dönen topların dışında, pozisyonlar üretti ve golü de buldu. Rakibi sahasına mahkum etti, korkan değil korkutan taraftı. Alex’in oyuna girmesi hem takımı hem tribünleri ateşledi. Kornerler bile öldürücü silaha dönüştü. Ancak fırsatları acele yüzünden değerlendiremediler.
Fenerbahçe hem Spartak Moskova’yı, Devler Ligi biletini hediye etti hem de ezeli rakibi Galatasaray’ın transferlerinin parasına hibe etti.