Arama

Popüler aramalar

Cim Bom baharı!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Galatasaray’ı önümüzdeki hafta sonu başlayacak olan zorlu bir denklem bekliyor. 30 Mart’ta başlayacak olan bu kısa süreli maraton 9 Nisan’da sona erecek. Bu süreçte alınacak sonuçlar Cim Bom’un yazını (!) belirleyecek. Milli maça verilen ara sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye sınavı ile başlayacak olan bu kritik dönemeç; sırasıyla Şampiyonlar liginde Real Madrid deplasmanı, ardından Arena’da Mersin ve R.Madrid maçının rövanşıyla sona erecek.
Ligde Fenerbahçe’ye olan puan farkını koruma adına düşme potasında dolaşan iki rakiple oynanacak maçlarda kazasız 6 puan alınması şart. Bu iç saha maçlarının getireceği sonuçlar Galatasaray’ın ligdeki seyrini belirleyecek. Önemli iki şampiyonlar ligi maçı arasına sıkışan maçlara konsantre olmak kolay değil. Rakiplerin durumu ne kadar Galatasaray’ı favori gösterse de hiçbir maç oynanmadan kazanılmıyor. Galatasaray’ın bu maçlardaki en önemli handikabı akılların Madrid maçlarında olacağı ve Arena’nın sarı-kırmızılı takımın kreatif futboluna engel olan zemin sorunu. Arena’nın sorunlu çimi 10 günde 3 maçı nasıl kaldıracak belli değil. Schalke 04 ve Gençlerbirliği maçları bu konuda en önemli iki olumsuz örnek. Yetkililer bu konuda yoğun çalışıyor. Güneş makineleri ile çimler ısıtılıp güçlenmesine katkıda bulunuluyor. Lige verilen ara zeminin de işine geldi.

Teknik heyet de bu sürecin farkında. Milli arada Florya’da adeta kamp kurdu. Kimse tatil yapmadı. Hem takımın durumu gözlemlendi ,hem de rakipler incelendi. Analizler yapıldı, videolar izlendi. Real Madrid’in gücü tartışılmaz. Bu güce karşı Galatasaray neler yapabilir, oyun planları ve taktikler Fatih Terim’le yardımcıları tarafından masaya yatırıldı. Tüm hesaplar ligdeki iki 90 dakikayı kayıpsız atlatmak ve Madrid’de alınacak içinde tur umudu taşıyan bir skorla 9 Nisan’daki rövanşta yarı-finali kovalamak. Takım Gelsenkirchen’deki Schalke maçında sergilediği futbolla bu umudu futbol kamuoyuna ve camiaya aşıladı. Schalke 04 karşısında gelen galibiyet, oynanan futbol ve yıllar sonra yakalanan çeyrek final, Galatasaray adının olduğu her yerde bir umut bulunacağı sözünü akıllara getirdi doğrusu. Real Madrid maçları öncesinde de herkes de bu duygu hakim: “Neden olmasın!”

Şampiyonlar liginde elde edilen zaferin en önemli getirisi de özgüven oldu. Takım birlikteliği oluştu. Devre arası çilekleriyle, Galatasaray’ın yerli üretim çilekleri arasındaki uyum sağlandı. Takımda herkes kaynaştı. Armanın başarısı bireysel başarının önüne geçti. Bu anlayışın hakim olduğu bir takıma Fatih Terim’in monte edeceği doğru sistem ve taktikler bizce başarı vaat eden önemli unsurlar.

Tüm bunları ışığında Galatasaray, İBB maçı ile başlayacak bu zorlu virajı aklını,gücünü,yeteneğini kullanarak aşabilecek güçte. 4 tarihi 90 dakikayı ne kadar az hasarla atlatırsa o kadar önü açılacağı kesin. Bu 10 günlük süreçte yaşanacak olan bir Cim-Bom Baharı, hem Türk futbolu, hem de sarı-kırmızılı camia için önemli kazanımlar demek.

Saha içi lider: Drogba


Galatasaray’ın dünyaca ünlü yıldızı Didier Drogba, bu şöhreti boşuna elde etmediğini ülkemizde de belgelemeye başladı. Futbol yeteneklerinin yanı sıra, sosyal etkinliklere katılımı, yardımsever kimliğiyle dikkat çeken yıldız oyuncunun bu anlayışının sahaya yansımalarını da izlemeye başladık. Son Kayserispor maçında olduğu gibi. Drogba, Kayseri deplasmanında gelen 3 puana futbol adına katkılarını sunarken saha içinde karakter oyuncu özelliklerini sergiledi. Gol kutlamalarında hiç kimseyi ayırmadan arkadaşlarıyla kucaklaşması paylaşımcılığını ve mütevazılığını kanıtlıyordu. Şan, şöhret, kariyeri bir kenarda tutup takımdaşlığı ön plana çıkartıyordu. Maçın bitimine doğru Umut Bulut’un rakibiyle girdiği tartışmayı da araya girerek tatlıya bağladı. Hem Umut’u, hem de rakibini ikna etti. Arkadaşlarıyla olan antrenman farkını, her idman sonrası yaptığı ekstra çalışmalarla kapatmaya çalışan Drogba’nın bu özellikleriyle Fatih Hoca’nın arzu ettiği saha içi lider oyuncu aktörlüğünü ele geçireceğine kesin gözüyle bakıyoruz.

Zan altında kalmadan


Gençlerbirliği maçında direk kırmızı kartla oyun dışında kalan Gökhan Zan’ın cezasını Tahkim Kurulu önce 1 maça indirdi, ardından da cezayı erteledi. Böylece Galatasaraylı oyuncu takımının Kayserispor’la oynadığı maçta sahadaki yerini aldı. Sanıyorum ki Tahkim bu kararıyla futbol tarihinde bir ilke imza attı. Burada; sahada verilen bir ihraç kararının cezasız bırakılmasıyla önüne geçilemeyecek bir yol açıldı. Gökhan’ın kartı doğru ya da hatalı. Ama konu bu değil. Bugüne kadar hakemler bir çok hatalı karara imza attı. Hatalı penaltı, hatalı sarı kart, hatalı kırmızı kart. Birçok örnek verebiliriz. Ama tahkimin kararı bir ilk. Federasyon’un içinde disiplin, hukuk ve tahkim kurulları arasında garip bir şekilde çekişme yaratılıyor. Bu da uzlaşmadan çok anlaşmazlıklara yol açıyor. Hakem raporları, hakem kararları yok sayılıyor. Hukukun evrensel kuralları göz ardı ediliyor. Adaletin terazisi renklere göre bir aşağı bir yukarı oynuyor. Bu da futbolda güven bunalımına yol açıyor. Federasyon başkanı Yıldırım Demirören ligin finiş haftalarına doğru giderken kurul başkanlarıyla toplanıp bu konuda gerekli uyarıları yapmalı. Önümüzdeki sezon içinde gereken önlemler alınmalı. Yoksa temiz futbol düsturu hep zan altında kalabilir !!